Bugün, 22 Ekim 2024 Salı

Yasin Güler


Yine hortladı bu fasıklar

Diyarbakır, Tarihinde medeniyetlere kucak açmış, ilmin ve bilimin yuvası 82 burcunda ezanlar okunmuş kemerleri ayetle ile süslenmiş kadım şehir..


7 kat gök…

7 deniz…

7 kainat..

7 kat cennet,

7 kat cehennem…

yer üstü 7 kat,

yer altı 7 kat…

insandaki 7 delik…

7 uyurlar…

İsa'nın son 7 sözü.…

7 temel renk…

Kabe'nin etrafı 7 kere tavaf etmek…

İslam terbiyesinde 7 mertebe.

Kuran'ın ilk suresi fatiha 7 ayet. Yahudilerde kutsal şamdanı 7 mum…

İlginç bir bilgi de şudur; Premature olarak doğan çocuklarda 8 aylık doğanları yaşama şansı 7 aylık doğanlardan daha düşüktür..

Diyarbakır'ın medeniyetleri bir sultanda toplayan 7 kapısı …

Ve her 7 kapısında aşkla yatan evliyaları…

Fakat kara taşı gibi yüreğine bir ok gibi saplanan karabahtı,

 

Terör illeti …

Yıllarca bölge halkının dini dilini örf ve adetini yine kendilerine bir silah olarak kullanılan Renkelerini türkülerini ve hatta halaylarını propagandalarına alet eden dış güçlerin içimizdeki hainlerin yardımıyla yıllarca bölgeyi ekonomik buhranlarda bırakıp gelişmesini engellemeye çalışmış fakat bir ana duası kalkanı varmış gibi başaramamış..

Persi, Moğolu, Haçlısı surlarının dibinde eksik olmadığı gibi hainleri de içimizde bitmedi Kurt ile avlanan kuzu ile yas tutan bu hainler değişen ve gelişen dünya düzenine göre de fitnelerinin kamoflajinin ustası oldu

Kimi ahi göründü pazarda

Kimi asker oldu kırsalda

Kimi idareci oldu masada

Kimi politikacı oldu mecliste Vakıf kurdu vurdu dernek kurdu vurdu Vurduda vurdu…

Bu bunlara yettimi ?

Hayır !

Birde yaptıklarını süsleyecek, tasarladıkları fitneleri kendilerini haklı çıkartacak şekilde yazacak gazeteler kurdular. Vurduklarını birde utanmadan burda vurulmuş gibi duyurdular..

Yıl oldu 2001

Bir yiğit çıktı yarım kalmış bir yolu tamamlamaya 

Minareler süngü, kubbeler miğfer,

Camiler kışlamız, müminler asker, dedi..

Halk mahşeri kalabalıklar ile Allahu Ekber dedi.. Bilim Sanayi Teknoloji derken yerli ve milli demeye başladı

Çünkü oda biliyordu 

Kılınçı bulan biz değildik

Lakin tarihte bileğimizi bükemedi kimse. 

Teknolojiyi de bulan biz değildik

Lakin bileğimizi yine kimse bükemedi …

Biz bizim ile özdeşleşmiş her nesnenin en güzel ve en verimli şekilde kullanabilen Allah'ın alnına bir lütuf olarak yazdığı 600 yıl tüm kıtalara hükmetmiş Hz Muhammed sav ümmeti Osmanlı torunu asımın nesliyiz .

Nesliyiz de

Bir değiliz …

Osmanlı gibi birkez toplandık mi hüküm dağıldık mi yıkım …

Şimdi yıkım çağındayız..

Yıkım çağında olsak bile dirilişin ateşini harlayan ülkede Recep Tayyip Erdoğan bölgede Alaattin Parlak Masada Hüseyin Beyoğlu hamdolsun..

Ne demiştik Vurdular da vurdular değilmi.. Artık vuramıyorlar ... 

Dava yolunda baş komutanın yolunda yürümeye and içmiş yılların bıraktığı yıkımı inşa etmeye çalışan PKK nın en fazla çocuk kaçırdığı ve en fazla eylem yaptığı ilçe olarak bilinen Bağlara yüzyıllar sonra bir güneş doğdu

Yaptıklarını anlatmayacağım.

Yapmak istediklerini de.

Ben kendi kapısında bile çöreklenmiş bunca  hainine rağmen çalmadık kapı bırakmayan sahada göz yaşı silen tren raylarından bu yana geçemeyen Ak Parti'nin ismini haykıran çocuklar balkonlarında bayraklarını sallayan ailelerin varolmasina vesile olan bir başkandan bahsedeceğim.

Algı Operasyonun ismi “istemiyorlar”

Başa dönmeyeceğim

Tüm bu yazdıklarımı o en başta bahsettigim sahabeler şehrinde birliğin tahsis edilmesini istemiyorlar ..

Tarihsel yenilgileri ört pas etmek icin bölgeye harcanan paradan daha fazla para harcayarak istemiyorlar üstelik.

Her adımında bir algı

Her inşasında bir bahane

Her konuşmasında her yaptığında bir iftira yazıyorlar

 Dedikya

Hainlerin torunları kamofle ettikleri masalarda oturmuş en iyi iftirayı atmak için çalışıyorlar.

 Pandemi sebebiyle ekonomik buhran yaşayan vatandaşları kızdırmak için ekonomik algılar oluşturarak olması gerekenleri mantıklı iftiralar ile harmanlayıp servis eden malum cenah fitlerine her geçen gün bir yenisini ekliyor

Meselenin ayrıntısına girmeyeceğim

Lakin hep bahsettiğim sıkıntıyı dile getireceğim. 

Birlik.

O malum, bizde olmayan ve artık nesli tükenmişcesine sadece Yeşilçam filmlerinde kalan aile kavramı 

Hüseyin Beyoğlu hakkında paylaşılan iftiralar kendisinin ve yakın çevresinin duvarlarından içeri girmiyor olabilir peki ya hala dokunulmayan kalpler? Bunlar nereden takip ediyor? bunca yatırımı ? bunca çalışmayı ve bunca yeniliği ? nereden öğrenecekler ve takip edecekler?

Tabiki dijital medyadan

Maalesef sn Beyoğlu'nun seçim bürosuna gidip bir bardak çay içmemiş fakat bazı çalışmalarında da kendiminde şahit olduğum "resim çektin mi gidelim" yapan fotojenik kuklalar aynı kuklaliğını devam ettiriyor. Maaşlarını belediyeden alsalarda belediye hakkında tek bir paylaşımları yok. Günü geçirme derdinde olanların zaten böyle bir düşüncesi yok..

Tıpkı cumhurbaşkanımızı ittikleri yalnızlık gibi Bu tür hainlerin de sayın Beyoğlu'u ittiği dijital yalnızlığın farkındayız ..

ve susmayacağız.

Her gün kesip biçip sosyal medya aracılığıyla servis edilen yalan iftira haberleri.. yalan diyorum çünkü haber sitesi var haberi yapan gazetecinin ismi yok. Belki de imtiyaz sahibinin gazeteci kimliği yok..

Olaya teknik gözü ile bakarsak 300 tl ye satın aldıkları SSS (ücretli haber modülü) 70 TL host 20 TL domain ile hazır siteler kurup kendilerini gazeteci sanmaları.. Bizi üzen taraf ise  yazdıkları yalan dolan haberlere inandıracaku cuz okur bulması ...  

Ucuz okur !!!

Bu biz yazarlar olarak içimizi acıtıyor değilmi? 

Dezenformasyonlara açık hale gelmiş bir coğrafyayı bir türlü algılardan haberin doğruluğunu teyit ettirecek mekanizmalar ve bu görevi üstlenen sözde bölgenin aktörlerinin kapılarının halka kapalı olması.

Bak bunları yazmıyorlar ama..

Haber sitelerinde her gün keyfi yapılan yağ zammı yok mesela..  çünkü karışıklık işlerine geliyor.. hadi yağı geçtik amenna bu ahlaksızlığı denetleyeceklerin neden denetlemediklerini yamıyorlar?

Basit ..

Ucuz okuruz ya Ucuz örnek verelim…

Beyin bedava ya…

Biraz düşünün sorunun cevabını yorum olarak yazın.