Bugün, 21 Kasım 2024 Perşembe

Ahmet Can Arslan


"Ramazan Bayramı'nın Felsefi Boyutu: İftar Sofrasından Düşünce Sofrasına Geçiş"

Merhaba sevgili okurlar! Bugün sizlerle Ramazan Bayramı'nın felsefi boyutlarına dair biraz kafa yormalı, biraz da kahkahalarla süsleyeceğimiz bir yolculuğa çıkalım.


Bu bayramda, sadece tatlı ve baklava tabaklarında değil, düşüncelerin de süzüldüğü bir sofra hazırlayalım.

Oruç tutmanın felsefesi ve mizahi yanı:
İç disiplin, özgürlük ve insanın kendine hükmetme yeteneği üzerine düşünürken, oruç tutmanın en önemli avantajlarından biri olan "zayıflama" mottosunu es geçmeyelim. Sonuçta, Ramazan'da tartı ibresinin az da olsa geri gitmesi, herkesin gönlünde bayram sevincini katlayan bir durum. Ancak, bayramın ilk günü tüm tatlıları ve yemekleri üzerimize boca ettiğimizde, ne yazık ki bu avantajı da geride bırakıyoruz.

Ramazan'da düşünce ve dayanışma sofrası:
Bir iftar vakti düşünün, tüm aile fertleri ve dostlar etrafında toplanmış, ellerini yemeklerin üzerine doğru uzatmışken, bir an durup düşünelim: Bu sofrada paylaşılan yemekler kadar önemli olan, paylaşılan düşünceler, sevgi ve dayanışma değil midir? Bir yandan da, o uzun süreli açlığın ardından gelen süratli yemek yeme yarışı, bu sofranın mizahi yönünü de bizlere sunar.

Hoşgörü ve sabır üzerine düşünceler:
Ramazan ayında hoşgörü ve sabrın önemini vurgularken, trafikte Ramazan öncesi ve sonrası yaşanan değişimi mizahi bir dille ele alabiliriz. Özellikle iftara yakın saatlerde, trafikte yaşanan "Hızlı ve Öfkeli" filmini aratmayan koşuşturma, belki de hoşgörü ve sabrın hayatımızda ne denli önemli olduğunu hatırlatır bizlere.

Bayramda sevgi ve hüzün:
Ramazan Bayramı'nın sonunda, el öpmeler, kucaklaşmalar ve "Bayramınız kutlu olsun" temennileri ile sevgi dolu bir atmosfer yaşarken, aynı zamanda bayramın bitişiyle gelen hüzün de mizahi bir dille ifade edilebilir. Ne de olsa, tatlılar ve ziyaretlerle dolu bu güzel günlerin sona ermesi, bayram sonrası sendromunu da beraberinde getiriyor. Belki de bayramın en komik yanı, tüm o lezzetli yemeklere ve tatlılara doyamayıp, bir sonraki bayramı iple çekmeye başlamamızdır.

Bayram temizliği ve felsefesi:
Ramazan Bayramı'na özel olarak yapılan ev temizliği, üzerine düşünülmesi gereken bir diğer nokta. "Temizlik, imandan gelir" düşüncesiyle hareket ederken, evdeki her eşyayı yerinden oynatan, hatta bu süreçte kaybolan çorapları bile aramızda mizahi bir konu olarak değerlendirebiliriz. Felsefi olarak düşündüğümüzde ise, bu temizlik süreci belki de iç dünyamızda yapmamız gereken temizliğin bir yansımasıdır.
Sevgili okurlar, Ramazan Bayramı'nın felsefi boyutlarını hem ciddi hem de mizahi bir dille ele aldığımız bu yazıda, asıl amacımız, hayatın her anında düşünce ve felsefeyi bir arada tutarak, renkli ve eğlenceli bir perspektif sunmaktır. İçinde bulunduğumuz bu güzel bayram günlerinde, sevdiklerinizle birlikte güzel anılar biriktirip, farklı düşüncelere de yer açarak, daha güzel bayramlar yaşamanız dileğiyle. Bayramınız kutlu olsun!