‘Evladım sen ne iş yapıyorsun?’ diye soran akrabalara nasıl anlatacaksın İnsan Kaynaklarında neler yaptığını. Hay Allah! Anlatırken zorlanmayan İK’cı var mı çok merak ediyorum.
O zaman en basitinden anlatıverelim İK nedir, ne değildir.
İlk adım elbette İŞE ALIM. Ne kadar da kolay sanılır. Ama kolay mı pozisyonu net anlatabilmek, pozisyon yetkinliklerini net belirtmek. İK’cı isen şirketi ve tüm pozisyonları hakkında bilgi sahibi olmalısın ki doğru ifade edebilesin.
Tamam ilanı verdin, binlerce başvuru içinden en uygun adayları davet edip; şirket kültürüne, ekibe, pozisyona en uygun adayı seçebilmek için de iyi efor, mesai harcamalısın.
En uygun adayı seçtin ve resmi işler ÖZLÜK ile başlıyor. Resmi işler, işe giriş sonrasında bordro işlemleri.
Ve artık adayın artık bir çalışan. İşe adapte olması için ORYANTASYON sürecini başlattın. Tüm ekip ile tanıştırdın. Tüm iş yerini gezdirdin. Tüm teknik eksikliklerini tamamladın. Bitti mi hayır tabi. Doğru oryantasyon planını hazırladın mı? Hızlıca oranın bir parçası gibi hissetmesini sağladın mı?
İZİN süreçlerini adil ve çakışmadan düzenledin mi? İzinler, onaylar, bakiye izinler…
ZİMMET süreci, kimde ne var, kim ne kadar AVANS almış, MESAİ takibi, kim fazla mesai yapmış.
KURUM KÜLTÜRÜ, PERFORMANS DEĞERLENDİRME, SOSYAL ETKNLİKLER, ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ… Kim yapacak, kim ölçecek? Doğru bildiniz tabiki İK.
İYİLEŞTİRME süreçleri, kim ölçüp tartacak, raporlayacak, kim yönetecek. Cevabı biliyorsunuz artık.
GÖREV TANIMLARI, POLİTİKALAR, TALİMATLAR, PROSEDÜRLER, PROSESLER, kim oluşturacak.
Yani anlayacağınız İK her yerde. Bir daha İK ne iş yapar demeyin.
Her çalışanın işe girişinden çıkışına kadar olan tüm süreci stratejik bir şekilde yönetendir İK. Şimdi bu yazıyı okuyan herkes İK Sorumlusu/Müdürü/Yöneticisi/Koordinatörüne koşsun bir sarılsın yani, bir çiçek alsın