Narin Güran’ın katledilmesine dair açılan davanın duruşmasında konuşan avukat Nahit Eren, tüm tutuklu sanıkların cinayette sorumluluğunun olduğunu kaydetti. Duruşmaya ara verildi.
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı Çulî kırsal mahallesinde 21 Ağustos’ta katledilen 8 yaşındaki Narin Güran’ın ölümüne dair açılan davanın ilk duruşması, 3’üncü gününde devam ediyor. Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma da, Narin’in annesi Yüksel Güran, amcası Salim Güran, ağabeyi Enes Güran ile Nevzat Bahtiyar yargılanıyor. Duruşmayı baro başkanları, kadın ve çocuk örgütlerinin yanı sıra çok sayıda siyasetçi, hukukçu ve sivil toplum örgütü temsilcisi izliyor.
Duruşma verilen ara ardından savcının talebiyle devam etti. İddia makamı, otopsi işlemleri sırasında ATK önünde şiddet gören Oya Yorulmaz’ın tanık olarak dinlenmesini talep etti. Savcının talebi kabul edildi.
Yorulmaz, “Benim bir ilgim yok. Narin’in 3 günü bitti, biz oraya gittik. ATK’nin oraya geldik. Basın arkamdan geliyordu. Annemi ilçeden getirdik. Annem hasta, şeker hastalığı var. Basına ‘Gidin yalan haber yapın’ dedim. Kardeşim ‘abla sus’ dedi. Yumruk attı bana” şeklinde konuştu.
Savcı, Yorulmaz’a “Basına söylediysen niye vurdu kardeşin sana” diye sordu. Yorulmaz, “Ben Ferit Demir’e söyledim yalan haber yaptığı için” dedi.
Savcı, “Tanık beyanlarına diyeceğimiz yok. Suçun vasfı, mahiyeti gereğince tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi talep edilir” dedi.
Savcı mütalaasının ardından tevsii tahkikat talepleri alındı. Narin’in babası Arif Güran, Dara Karakolu ve Mobese kameralarının izlenmesini talep etti. Sanık avukatları da aynı talepte bulundu.
Arif Güran’ın avukatı söz alarak, müvekkilinin “acılı bir baba” olduğunun unutulduğunu söyleyerek, birçok saldırıya maruz kaldığını iddia etti. Avukat, “Arif Güran olayın ilk gününden bu güne kadar bu olayda fail ya da faillerin cezalandırılması için mücadele ediyor. Acılı olan bir babanın fenalaşmasını bile ayrı yöne çekenler oldu. Arif Güran’ın röportajından dolayı ifadesi alınıyor. ‘Ben olayın aydınlatılmasını istiyorum, bu yüzden görüntülerin ortaya çıkmasını istiyorum’ diyor. Bundan sonra ifadesi alınıyor. Arif Güran’ın acısının es geçildiğini düşünüyoruz. Arif Güran’ın bu konuyu bildiğini söyleyenler; ne var elinizde de ‘Sen biliyorsun, gizliyorsun’ diyorsunuz. Narin onun kızıydı, Enes onun oğlu, Yüksel eşi. İftiralardan dolayı ‘Eşime güveniyorum’ diyor. ‘Yapmadığını düşünüyorum’ deyince niye suçlu oluyor? Müvekkilimiz bu olaya karışan fail ya da faillerin cezalandırılması için mücadelesine devam etmektedir. Eşinden ve oğlundan şüphelenmemesi, bu olayı bildiği anlamına gelmemektedir” dedi.
2 Eylül tarihli jandarma tutanağını hatırlatan Özdemir, “Jandarma Narin’i ararken, defalarca aile bireyleriyle görüşüyorlar. Anneye de, ‘Kim yapmış olabilir?’ diye soruluyor. Anne ‘Enes için ne yapabilirim’ diyor henüz bir şüphe yokken. İddianamede annenin şüpheli hareketlerinden bahsediliyor. Enes’in beyanında çelişkiler mevcut. Enes beyanında ‘17.30’da evde Hediye’yi görmedim’ diyor. Oysa Hediye Enes’i gördüm, karşılaştık’ diyor. Bu beyanlar niye çelişiyor?” diye sordu.
Sonrasında konuşan Diyarbakır Barosu avukatlarından Metin Arkaş da Güran ailesi tarafından verilen saatlerin ve beyanların çelişkilerine dikkat çekerek, “Dosya da ifade veren tanıkların çoğu, gerçeği ortaya çıkarmak yerine yakınlarını korumak üzere ifade vermiştir” dedi. Arkaş, ailenin çelişkilerine dair onlarca örnek sıraladı.
VECDİ BAHTİYAR DA İŞBİRLİĞİ İÇİNDE’
Diyarbakır Barosu’dan Erdem Kaya savcının mütalaasına katıldığını ifade etti. Kaya, meslektaşlarının bahsettiği çelişkilere de katıldığını sözlerine ekledi. Dosyadaki kayıtlara göre bütün organizasyonun ve iletişimin Vecdi Bahtiyar üzerinden yürüdüğünü söyleyen Kaya, “Nevzat Bahtiyar Vecdi Bahtiyar’ı arıyor, Vecdi Salim’i arıyor. Böyle sıralı şekilde dosyaya yansıyor. Vecdi Bahtiyar, ‘Kaybolan Narin için yaptığımız görüşmeler’ dese de, kendisinin de olaydan haberi olduğunu bu görüşmelerden çok iyi anlıyoruz. Vecdi Hatay’dan Amed’e geldikten sonra iletişim muhtemelen yüz yüze gelişmiş. Biz Narin Güran’ı aile bireyimiz olarak kabul ettik ve maddi gerçekliğin ortaya çıkması için sonuna kadar mücadele edeceğimizi herkesin bilmesini istiyoruz. Nevzat 06.34’te Vecdi’yi arıyor. Cansız bedenin bulunacağını biliyor ve onu haber veriyor. Bu görüşmelerde biz Vecdi Bahityar’ın da Nevzat ve Salim’le işbirliği içinde olduğunu anlayabiliyoruz” şeklinde konuştu.
ATASOY’UN İFADESİ NEDEN ÖNEMLİ?
Dosyadaki tanıklarda biri olan Ramazan Atasoy’a dikkat çeken Kaya, “Bence Narin’in cansız bedeni saklandığında gözcülük yapmaktadır. Ramazan Atasoy ile dosyaya yansıyan bir tutanak okuyacağım. Okuyacağım tutanak neden dinlenmesi gerektiği konusunda önemli. Ramazan Atasoy tutuklama müzakeresini beklerken jandarmanın hazırladığı bir tutanaktır. Tutanakta, ‘Cumhuriyet savcısı beklendiği sırada şüpheli salona alınmıştır. Şüpheli sinir patlaması yaşayarak, ağlamıştır. Ağlamaklı olarak aşağıdaki yazılı kelimeleri kullanmıştır: (Muhtar Salim’e küfür ediyor) Senin yüzünden başımız belaya girdi. Muhtar öğlenden sonra yanıma geldiğinde üzerinde tarlada çalıştığı kıyafet yoktu, temiz kıyafetleri vardı. Her iki ayakları suyun içine girmiş gibi ıslaktı’ diyor. Bundan Ramazan’ın da olaydan haberdar olduğunu anlıyoruz. O yüzden tanıklığı bizim için çok önemli” dedi.
EREN: CİNAYETTEN DÖRDÜ DE SORUMLU
Eren, "Narin'e bunu yapanların, buna göz yumanların bir kampanya başlattıklarını görüyorum” diyerek, çelişkili ifadelere dikkat çekti. Olay örgüsünü anlatan Eren, Narin’in kaybolduğu gün saat 15.40’a dair bir kurgu yapıldığını kaydetti. Eren, "Neden 17.40 kurgusu yapıldı. Birilerinin 17.40’a kadar nerede olduğu planlandı. Yüksel Güran gerçekten evinde. Hiçbir şüphem yok bundan. Narin’in başına bunun geldiğini öğrendik mi? Hangi tanıklarla nerede olabileceğinin hesabını yaptılar. Suçtan zarar görenim ben… Diyarbakır Barosu suçtan zarar gören tarafta. Yüksel evde, dosyada sanık olan oğlu evdeydi. Ama evde uyuyor olmalı. 15.00-16.00 arası bu çocuğu evde uyuyor gibi göstermeniz gerekiyor. 3’üncü bir kişiye daha ihtiyaç var. Kim? Hediye. Eğer eşi ve çocuklarının ifadeleri doğruysa o aracı görmeme şansın yok. Herkes bu kurgu için tembih edildi” şeklinde konuştu.
Enes Güran’ın kimi beyanlarının “kaygıya” işaret ettiğini dile getiren Eren, “O konu başlıklarına girildiği zaman bir şekilde sürekli konuşmaların kesildiğine de tanıklık etti. Dosya konuşulmak istenmiyor. Dosya delil boyutuyla konuşulduğu an görüşmelerde kesiliyor. Biz Narin’in kim, kimler tarafından ne şekilde öğrenildiği konusundaki bu iddianameyle, bu iddianamenin sanıklar açısından mahkûmiyete dönüşeceğine inanıyoruz. Gerçek neyse açığa çıkmasından yanayız. Bu soruşturmanın ilk gününden bu güne kadar bu iddianame, deliller, tanıkların ve sanıkların beyanlarıyla bu cinayetten dördününde sorumluluğu olduğunu görmekteyiz. Dosyanın geldiği aşamaya baktığımızda tutukluluğun devamına karar verilmesini talep diyoruz” diye kaydetti.
BARONUN TALEPLERİ
Diyarbakır Barosu avukatı Asya Cemre Işık ise, baro adına tevsi tahkikat taleplerini sıraladı: Talepler şöyle: "Salim Güran ile Mehmet Selim Atasoy'un telefonda Kürtçe konuşmaları anlaşılmayacak durumda daha da iyileştirilmesini sonrasında tekrar dinlenilmesini istiyoruz. Yine köyde bir kadın kavgasından bahsediliyor, buna dönük tutanak tutan jandarma veya kollukta var olan görüntü ya da tutanak var ise dosya arasına eklenmesini istiyoruz. Bugün beyanı alınan çocuk tanık M.Y.'nin bir beyanı var; Çarıklı'dan Tavşantepe'ye geldiğini söylüyor. Olay saatlerinde köye gelen araç hareketlerinin tespitini istiyoruz. Dün gerçekleşen oturumda dinlenmesinden vazgeçilen Ramazan Atasoy'un yeniden dinlenilmesini talep ediyoruz. Diyarbakır Valiliği’nin 25 Ağustos'ta basın açıklaması metni var. Köyde bir kayanın üstünde bulunan kanın bir çocuğun burnundan geldiğini açıklamıştı. Burada bir tespit var. Buna dönük herhangi bir bilgi ve belge göremedik, müzekkere yazılarak hangi bilgi ve belgelere dayandırıldığını öğrenmek istiyoruz."
Duruşmaya kısa bir ara verildi.
FİKİR BİRLİĞİYLE NARİN’İ ÖLDÜRDÜLER’
Aranın ardından duruşma, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatlarından Elif Aslışahin Torun’un beyanlarıyla sürdü. Torun, imam Recep Kaya, Devran Güran, bakkalcı Ömer Süsenbağ ile oğlu, Nevzat Bahtiyar’a teklifi ileten İbrahim ve Hasan Kaya, çocuklar F.G. ve H.G.’nin dinlenilmesini talep etti.
Torun, “Narin öldürüldükten sonra saklanması için çok fazla plan yapıldı. Sanıklar ve tanık olarak dinlenen kişilerin çelişkili beyanlarda bulunup, birbirlerini koruduğu görülmüştür. Bu aşamada sanıkların tahliye edilmesi maddi gerçeğin açığa çıkmasını engelleyecektir. Sanıkların ifadeleri birbiriyle çelişkili ve tutarsızdır. Sanık müdafilerin dinlettiği tanıklarda da görüldüğü üzere Bahtiyar ve Güranlar arasında bir sorun olmadığı beyan edilmiştir. Fikir ve beyan birliği içinde Narin’i öldürdükleri açıktır. Söz konusu suçun katalog suçlardan olduğundan indirime gitmeden cezalandırılmalarını talep ediyoruz” dedi. (MA)