İSİG Meclisi, yılın ilk 6 ayında en az 842 işçinin yaşamını yitirdiğini kaydetti.
İSİG Meclisi, yılın ilk 6 ayında en az 842 işçinin yaşamını yitirdiğini kaydetti.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), yılın ilk 6 ayı iş cinayetleri raporunu açıkladı. İSİG’in açıkladığı rapora göre, yılın ilk 6 ayda en az 842 işçi yaşamını yitirdi.
Raporda iş cinayetlerinin istihdam biçimlerine göre dağılımına da yer verildi. Buna göre 729 ücretli (işçi ve memur) ve 113 kendi nam ve hesabına çalışan (çiftçi ve esnaf) hayatını kaybetti. Raporda ölenlerin yüzde 87’si ücretliler oluştururken, 13’ünü ise kendi nam ve hesabına çalışanların oluşturduğu belirtildi.
İŞ CİNAYETLERİNİN NEDENLERİ
Raporda iş cinayetlerinin nedenlerine de yer verildi. Buna göre; trafik, servis kazası nedeniyle 165 işçi; ezilme, göçük nedeniyle 155 işçi; yüksekten düşme nedeniyle 128 işçi; kalp krizi, beyin kanaması nedeniyle 100 işçi; intihar nedeniyle 46 işçi; Covid-19 nedeniyle 42 işçi; zehirlenme, boğulma nedeniyle 41 işçi; elektrik çarpması nedeniyle 40 işçi; şiddet nedeniyle 31 işçi; patlama, yanma nedeniyle 29 işçi; nesne çarpması, düşmesi nedeniyle 12 işçi; kesilme, kopma nedeniyle 6 işçi; diğer nedenlerden dolayı 47 işçi hayatını kaybetti.
KADIN VE ÇOCUK İŞÇİLER
Raporda 22 çocuk işçinin yaşamını yitirdiği belirtilirken, yaşamını yitiren kadın işçi sayısı ise 53.
48 GÖÇMEN İŞÇİ
Raporda, ilk 6 ayda 48 mülteci/göçmen işçinin yaşamını yitirdiğine yer verildi. Bu işçilerden 19’u Suriyeli, 12’si Afganistanlı, 4’ü Özbekistanlı, 3’ü İranlı, 2’si Türkmenistanlı, 1’er işçi Belaruslu, Endonezyalı, Iraklı, Kuveytli, Rusyalı, Pakistanlı, Sırbistanlı, Ukraynalı ve Yunanistanlı.
İSTANBUL İLK SIRADA
Rapora göre işçi ölümlerinin en fazla olduğu il 126 ölüm ile İstanbul. 31’er ölüm ile İzmir ve Muğla ikinci sırada yer alırken; 30’ar ölümle Antalya ve Kocaeli üçüncü sırada yer aldı.
TOPLUM AÇ VE YOKSUL
Halkın aç ve yoksul olduğunun belirtildiği raporda, “Aileler sendikaların açıkladığı açlık sınırının altında, yeterli protein, vitamin alamadan, bolca karbonhidratla beslenmektedir. Sayenizde karnımızı doyurmak için besleniyoruz, ‘en ucuza ve en doyurucu’ olarak beslenmeye çalışıyoruz. Bu yüzden çocuklarımız ya obez oluyor ya yetersiz besleniyor. ‘Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme’ hakkımız elimizden alınıyor” denildi