AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır mitinginde açıklamalarda bulundu.
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır'da seçmene seslendi. Geçtiğimiz mayıs seçimlerinde kentte arzu ettikleri oy oranına ulaşamadıklarını söyleyen Erdoğan, CHP ile DEM Parti'nin işbirliği içinde olduğunu iddia ederek, "DEM benim Kürt kardeşlerimin iradesini işporta pazarına çıkarmıştır" dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır mitinginde açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Diyarbakır'da arzu ettikleri oy oranına ulaşamadıklarını söyleyen Erdoğan, "Diyarbakır'da bu kardeşinize yüzde 28,5 ve CHP adayına yüzde 71,5 oy çıkmışsa durup düşünmemiz lazım" dedi.
Devamla Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'ni (DEM Parti) hedef alan Erdoğan, "Kirli bir ittifak kurdular. İki partideki bir avuç siyaset baronu ne olup bittiğini bilmiyor" ifadesini kullandı.
Diyarbakır huzuru, özgürlüğü, yatırımı, hizmeti ve refahı AKP döneminde gördüğünü savunan Erdoğan, "Onlar çukur eylemleriyle bu şehrin sembolü olan Sur'u mahvederken, biz meseleyi bitirmenin ve bölgenin inşa etmenin mücadelesini vermedik mi?" diye konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Mayıs seçimlerinde Diyarbakır'da milletvekilliğinde ve Cumhurbaşkanlığında arzu ettiğimiz oy oranlarına ulaşamadık. Seçim sonuçlarının içinize sinmediğine inanıyorum. Diyarbakır'da bu kardeşinize yüzde 28,5 ve CHP adayına yüzde 71,5 oy çıkmışsa durup düşünmemiz lazım.
Kirli bir ittifak kurdular. İki partideki bir avuç siyaset baronu ne olup bittiğini bilmiyor. Bavul bavul dolarlar, eurolar. Bu paralar nereden geliyor, nereye gidiyor. Hangi şirketler bunları paylaşıyor? İlkeli bir ittifaktan söz edilebilir mi?
"DEM, BENİM KÜRT KARDEŞLERİMİN İRADESİNİ İŞPORTA PAZARINA ÇIKARDI"
DEM benim Kürt kardeşlerimin iradesini işporta pazarına çıkarmıştır. Siyasi kazanım, eser ve hizmet derdi yok. Seçmenin fikrini, zikrini merak eden de yok. Kirli pazarlıklar var. Bizim yaptığımız reformları beğenmeyip, ortalığı ayağa kaldıranlar CHP'li yöneticilerin faşizm kokan açıklamaları karşısında süt dökmüş kedi misali seslerini çıkarmıyorlar.
Türkiye geçmişte omurgasızlığın, istismarın, riyakarlığın sembolü zübük siyasetin zulmünü çok çekti. Sizlerin demokratik siyaset palavralarıyla iradenize ipotek koydular. Diyarbakır huzuru da özgürlüğü de yatırımı da hizmeti de refahı da AK Parti döneminde görmedi mi?
Onlar çukur eylemleriyle bu şehrin sembolü olan Sur'u mahvederken, biz meseleyi bitirmenin ve bölgenin inşa etmenin mücadelesini vermedik mi? Onlar Diyarbakır Cezaevi'nin edebiyatını yaparken biz burayı müzeye ve kültür merkezine dönüştürmedik mi?
Onlar esnafımızı, işçimizi, emeklimizi haraca bağlayıp dağa çıkarmak için çocuklarına el koyarken, biz üniversitelerle onlara daha iyi bir gelecek hazırlamak için çalışmadık mı? Onlar yollara mayın döşerken biz yaptığımız yollarla, tesislerle yatırımı hayata geçirmedik mi? Onlar ülke ve millet düşmanı ne kadar marjinal varsa Diyarbakır'da propaganda peşinde koşarken, biz sadece sizlerin kalbini kazanmanın yollarını aramadık mı?
Bu söylediklerimiz doğruysa gelin yeni dönemin kapılarını birlikte arayalım. El ele, gönül gönüle verip Türkiye Yüzyılı'nı birlikte inşa edelim. Sadece bakmasını bilen göz, işitmesini bilen kulak, sevmesini bilen kalp yeterli.
"TERÖRE MESAFE KOYAN HERKESLE KONUŞURUZ"
Bugün de Diyarbakır'a demokrasi ve kalkınma atılımlarının yeni safhasında desteğinizi istemek için geldik. 31 Mart seçimlerinde partiler yarışmıyor. Eser ve hizmet siyasetiyle pazarlık ve istismar siyasetidir. Siyaset millete hizmet etmek, ülkenin sorunlarına çözüm bulmak için yapılır.
Emperyalistlere kuklalık etmeyen herkesle konuşuruz. Teröre mesafe koyan herkesle konuşuruz. Milletimizin birliğine, vatanımızın bütünlüğüne saygı duyan herkesle konuşuruz. Türkiye Yüzyılı'nda bizimle birlikte yol yürümek isteyen herkesle konuşuruz.
Bu ülkede 85 milyonun huzuru için bir şey yapılacaksa şimdi, hemen yapılmalıdır. Türkiye'ye terörle bedel ödetildi, buna tahammülümüz yok. Bu tehdidi bertaraf ettik. Artık ülkemizi bu yükten tamamen kurtarma vaktidir.
İstanbul'da ne kadar marjinal ideoloji mensubu varsa getirip Kürt kardeşlerimin başına patron yapanlarla artık gidilecek bir yol kalmadığına inanıyoruz. 31 Mart, Kürt kardeşlerimizin tüm tasallutlardan kurtulup,özgür iradeleriyle kendilerinin, şehirlerinin geleceğine karar verecekleri dönüm noktası olacaktır."