Zamlar tüm halkımızı çok ciddi şekilde etkilemektedir. Özelliklede emekli kesimleri daha bir katmerli şekilde alım gücünü, yaşama kırıntılarını alıp götürmektedir.
Zamanında çalışarak ülkesine maddi ve manevi değerler katan emekliler çalışma yaşamından koptuğu dönemde normalde aldığı ücretin yarısıyla aile bütçesine destek vermeye çalışıyor. Daha önceki yaşam standartlarından yeni geliriyle uzaklaşıyor. Az da olsa bir şekilde aile bireylerine, çocuklarına, torunlarına maddi destek sağlayabilen emekliler yeni dönemde bu destekleri sağlayamadığı gibi atıl vaziyette psikolojik destekten yoksun ortada kalmaktadır.
Emekliye verilen maaş yıllarca ödediği kendi parasıdır. Hibe değildir. Sadaka gibi verilen düşük maaş utanç vericidir. Tüm emeklileri göz ardı etmektir, önemsememektir. Çok değil ortalama 10 yıl önce emekli olan birey aldığı en düşük oran asgari ücretin bir buçuk katı kadarken şu an asgari ücretin ve yoksulluk hatta açlık sınırının altında maaşa reva görülmektedir.
TÜİK’ in gerçeğe aykırı veriler ve gerçek enflasyonun 1/3 oranındaki enflasyon açıklamaları ve bu çarpıtılmış gerçekliğe aykırı verileri baz alarak emekli maaşlarını tek yanlı olarak belirlenmesi emekli maaşlarının yoksulluk ve hatta açlık sınırının çok altında bir rakam olarak açıklanması, biz emeklilerin açlık, yoksulluk ve sefalete mahkum edilerek diri diri evlerimize gömülmesinden başkaca bir şey değildir.
Milletvekillerinin bir emekli maaşının 10 katı tutarında maaş alması ortalama 4 yıl gibi bir süre de ömür boyu üst kademeden emekli olmaları sizce ne kadar gerçekçi. Normal emekliler 20-25 sene çalışarak, prim ödeyerek bazen az bir güne ya da yaşa takılarak yıllarca emekli olamıyorlar. Emekli artış, bağlanma ve intibak sorunu nedeniyle maaşlar her dönem daha da küçülmekte. Lakin gelen zamlar, KDV artışları ilave vergiler herkese aynı oranda yansıyor.
Emeklilerin birleşik örgütlü gücü olmadığı için, mevcut olan dernek ya da sendikalarda birçoğu bireysel çıkarları ve koltuk kaygısı için tabanla ilişkisi olmadan basit açıklamalarla gün geçirmektedirler. Oysa ki tüm oluşumlar, demokratik sivil toplum örgütleri, sendikalar, siyasi partiler haksızlıklar konusunda birlik beraberlik içinde sahada güçlerini gösterseler bu günleri yaşamak zorunda kalmayacaklardır. Ülke söz konusuysa eğer, düzelmesi için tüm kesimler güçleri gelirleri oranında adil bir şekilde çözümler yaratılabilir. Buna bürokrasi, yönetenlerde dahil olmalıdır. İtibardan tasarruf olmaz yerine en büyük önderliği ve tasarrufu tüm kamu kuruluşları yapmalıdır. Yükü emeklilerin sırtına vurup daha erken ölmeleri, yok olmaları her ölümün daha az emekli maaşı gideri olma düşüncesi terk edilmelidir. Emekliye %25 reva görülürken yöneticiler de katlamalı artışlar söz konusuysa bu ne kadar adil ve vicdanidir.
Mevcut başkan, delege, vb. gibi dikey oluşumlar yerine yatay ve gönüllülük esasına dayalı çoğulcu yeni örgütlenmelerle bir çok sorunların çözüleceği ve varlıklarını gösterebilecekleri sendikaların oluşumu güç birliğini geliştirecektir. Geleneksel partiler ve sendikalar kendilerini doğru temelde gelişip yenilenmedikçe bir araya gelemedikleri sürece yok olup gideceklerdir. Emekliler bilgi, deneyim, dolu en saygın aile büyüklerimizdir. Gelişmiş ülkelerdeki gibi en son demlerimi mutluluk içinde ben ne olacağım, muhtaç kalacak mıyım , bana bakarlar mı itilme, kakılma, hor görülme kaygı ve korkusunda uzak güven içinde yaşamayı hak eden değerli büyüklerimiz, atalarımız, Bilgi kaynaklarımızdır.
11-Temmuz 2023 Erol Peçenek