Emekliler, toplumun işsizler ve mülksüzlerden sonraki en yoksul kesimini oluşturmaktadırlar.
Yoksulluk sınırının 54700 TL ve açlık sınırının da 16.792 TL olduğu günümüzde 10000 TL gibi komik bir maaşa mahküm edilen emeklilerin durumu hakikaten içler acısı.
En düşük ev kirasının 15.000 TL’den başladığı günümüzde emekliler sadece açlık ve sefalete değil, aslında açıkça ölüme terk edilmişlerdir. Bu durumun somut verilerini önümüzdeki aylarında, içimiz acıyarak da olsa daha net bir şekilde yaşayarak göreceğiz. Bir çoğumuz elektrik faturalarının yüksekliğinden dolayı geceleri karanlıkta otururken, kışın buna bir de soba ve kombi yakmadan yorganın altında kaplumbağalar gibi büzüşerek ölmemeye çalışarak ayakta kalmaya çalışacağız. Biz böyle bir yaşamı hak etmedik.
TÜİK verilerine göre 2023 yılı enflasyonu %64.77 iken bağımsız ekonomistlerce kurulmuş olan ENAG’a göre enflasyon oranı %127 olarak tespit edilmiştir. Enflasyonun bu derece hızla yükselmesi oranlarda emekli maaşlarına yapılan “zam” tamamen aldatıcı olup bizleri kandırmaya yönelik bir politikadır. Maaşlarımızın gerçek alım gücü her geçen gün daha da düşmekte ve erimektedir.
Biz maaş artışı değil, kişi başına milli gelirden payımıza düşen miktarı istiyoruz. TÜİK verilerine göre 2023 yılı için kişi başına milli gelirden düşen pay 13110 dolardır. Bunu 12 aya böldüğümüzde bir emekli veya çalışanın dolar bazında aylık maaş tutarını hesaplamış oluruz ki bu da1092 dolara tekabül eder. Demek ki bir emekli ve emekçinin aylık ortalama maaşı Bu rakamı günlük kur (32.22TL) tutarı ile çarptığımızda hesaplamış oluruz.Bu da 35 200liranın üzerinde bir rakam eder.
Mevcut iktidarların bugüne kadar emeklilere hep şaşı baktığı ve onları bir an önce kurtulmak istedikleri bir kambur olarak gördüklerini biliyor ve yaşıyoruz. Onların bizleri diri diri mezara gömme politikalarına karşı 16.2 milyon emeklinin etkin, yaygın, kitlesel ve güçlü bir sendikada örgütlenmelerinden başka bir çıkar yol görünmemektedir. Zira biliyoruz ki ancak gerçek bir sendika emeklilerin ekonomik, özlük, sosyal, kültürel ve demokratik haklarını savunup geliştirebilir. Sendikalaşma sürecinin bir unsuru olarak Emekliler Türkiye Meclisi tam da bu sebeplerden dolayı kurulmuş ve 16.2milyon emekliyi kucaklayacak bir sendikal mücadeleyi yürütmektedir. Önümüzdeki süreçte sonuçlarını hep birlikte yaşayarak göreceğiz.
Memnune Kardaş