2016 yılına kadar taban aylıklar asgari ücretin üzerinde ödenirken, son yedi yıldır denge bozulmuş ve taban aylıklar asgari ücretin yüzde 66’sına karşılık gelmektedir. Görüldüğü gibi, emeklilerin gelirlerinde giderek küçülen bir aylık hesaplaması söz konusudur.
Kamu çalışanlarının, memurların, kamu emeklilerinin, kamu işçilerinin sendikal toplu sözleşme hakları ve temsilcileri, İşveren sendikal temsilcileri ve Hükümet yetkilileri ile Kamuda görev alan 700 binden fazla işçiyi ilgilendiren Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri 4,2 milyon memur ve 2,2 milyon memur emeklisinin maaş ve aylıklarına Toplu Sözleşme görüşmeleriyle yapılan toplantılar da kısmen de olsa belli haklar alıp pazarlıklar yapılabilmektedir. Özetle Kamu işçileri gelirlerini ve sosyal yardımlarını toplu pazarlık sistemiyle geliştirirken, kamu çalışanları ve emeklileri ise, toplu sözleşme ile pazarlık masasında haklarını savunmaktadır. Tek korumasız kalan kesim ise, SSK ve BAĞ-KUR emeklileridir. Bu iki gruba toplu pazarlık hakkı tanınmadığından, emekli aylıklarına yapılan zamlar TÜİK enflasyonuna endekslenmiştir. Emeklilerin sendikası ve toplu pazarlık hakkı olmadığı gibi, emekli aylıkların hesaplanması ve artış sistemi de karmaşık bir yapıda bulunması, emekli aylıklarının küçülmesinde en temel etken olmuştur.
Asgari ücretin oldukça altında kalan gelir ve aylık ödemeleri ile giderek yoksullaşan bir kesim olan emeklilerin kök (Taban) aylıklarının iyileştirilmesi yerine, seyyanen zamlarla en az aylık ödemesi getirilmiştir. Prim kazançları ve prim ödeme gün sayılarıyla hiçbir ilişkisi olmayan en az aylık ödemesi ile emekli aylıkları arasındaki makas da daralmıştır. Yapılan son artışlardan da taban aylığı 7.500 Tl nin altında olanlar % 25 artışla Kök, taban maaşları yükselmiştir. Yükselen maaş 7.500 altında kalanlar eskisi gibi 7.500 Tl alacaklardır. Bu itibarla 9 milyona yakın emeklinin maaşı bu ikinci yarım dönem de yükselmemiştir. Maaşlar Belirlenen açlık ve asgari ücretin altında kalarak adeta mezarda ölüme terk edilmişlerdir. Hele 16 temmuz da akaryakıt ve doğalgaza yapılan yüksek fiyat ayarlamasıyla benzin pompa fiyatı 34.00 Tl yi geçti. Seçim den sonra Bir de bunun tüm yaşama yansımalarını da hesaba katarsak, artmayan emekli maaşları daha maaşlara yansımadan mevcut alım gücü çok ciddi oranda eridi. kefen parası dahi bulunamayacak duruma gelindi.
NE YAPILMALI ?
Sosyal güvenlik mevzuatımız yaz boz tahtası olmuştur. Emeklilerin tek beklentisi var. Prim kazançları ve gün sayılarına göre adil bir aylık hesaplama sistemi getirilmelidir. Bu yapılmadığı sürece, emekli aylıklarında eşitlik kuralı sağlanamaz. Hükümete, yetkililere çağrımız: Sosyal güvenlik sistemimiz yeniden düzenlenmeli; memur, işçi ve bağımsız çalışanlar için eşitliği esas alan aylık hesaplaması ve artış sistemi yeniden belirlenmelidir. Bu talepler ne kadar dikkate alınır bilinmez.
O halde Çalışırken ödediğimiz primlerle, hak ettiğimiz insanca yaşama haklarımızı doğru dillendirmemiz, mücadele edebilmemiz gerekmektedir. Diğer yapılanmalar gibi bizlerinde sözcülüğünü yapacak yeni anlayışta hiçbir partinin siyasi oluşumun etkisinde, güdümün de olmayan, Tam Demokrasi ve Yatay Örgütlenmeyi sağlayan, tüm emeklilerin ayırımını yapmadan haklarını savunabilecek temsil yeteneğine sahip Emekliler Türkiye Meclisi Sendikasını oluşturmalıyız. Bunun içinde mevcut olan, dernekler, irili ufaklı sendikal çalışmalar yapan tüm güçlerin birleşerek, koltuk ve çıkarlardan uzak, tek çatı altında, anlaşarak, uzlaşarak, güç birliği oluşturmaları gerekmektedir.
EMEKLİLER TÜRKİYE MECLİSİ (ETM) NEDİR NE YAPMAK İSTİYOR ?
Herhangi bir partiye tabi olmayan, Din, Dil, Irk, Mezhep vb. grup ayrımı yapmayan, Emeklilerin hak ve çıkarlarını savunmak için sendikalaşmaya çalışan bağımsız demokratik bir emekli hareketidir. Kimler katılabilir. Tüm çalışıp emekliliği hak etmişse yaptığı işe, statüye bakılmaksızın herkes. Yani İşçiler, memurlar, emekli polis, subay emeklileri, bağ kurlular, (esnaf), tarım emekçileri, dul ve yetim aylığı alan 15 yaşın üstündeki tüm bireyler, beyaz yakalılar, emekli işadamları, emeklilikte yaşa takılanlar, Kısaca çalışırken devlete prim ödemiş emekliliği hak etmiş tüm çalışanlar. Şu an için İnsan hakları ve Avrupa sözleşmesine göre yasal bir hareketiz. Bu konuda da tüm siyasi partilere çalışmalarla ilgili dosyalar ve çalışma prensipleri iletilmiştir. Anayasanın 17. maddesinde " herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” der. Dolayısıyla emeklilerin ekonomik, demokratik ve sosyal haklarını geliştirmek ve insan onuruna yaraşır bir yaşam elde etmek için sendika kurmaları da bu anayasal madde tarafından kabul edilmektedir.
NEDEN AYRI FAALİYET YÜRÜTÜYORUZ ?
Emekliler bu ülkenin öz be öz insanlarıdır. Bu ülkenin yapılanmasında alın teri akıtmışlar sosyal güvenlik kapsamında SGK primleri önceden ödenmiş ve emekli olmayı hak kazanmışlardır. Bize göre herkes eşit yurttaşlardır kimsenin birbirinden farkı yoktur. Sadece çalışma yaşamında ağır işlerde çalışan, fazla pirim yatıran emeklilerin maaş farkı vardır. Bu farkta her şeyden önce bir emeklinin yaşadığı ülkenin geçim standartları ne ise onun üzerinde olmalıdır. En azından Çalıştığı dönemde ki yaşam standartlarının altında olmamalıdır. Örgütlenme modelimiz Doğrudan Tam Demokrasi, Yatay
Örgütlenme Temelinde köy, semt, ilçe, il meclisleri tarzıdır. Buralarda en yetenekli, en becerikli gönüllü insanların yürütmeleri talip olması ve meclisin oy birliğiyle kabul görmesi sonucu, meclisin aldığı kararları uygulayan gönüllülerdir. Diğer meclis üyelerinden hiç bir şekilde farkı yoktur. Aynı haklara sahiptir.
Kısacası bu örgütlenme de başkan sekreter başkan yardımcısı yoktur. Herkes kendi hak ve çıkarlarını savunan düşüncesini özgür birey olarak söyleyen ve emeklilerin toplumsal çıkarlarını savunan ve bu hak savunusunun ülkenin içindeki durumları gözeterek diğer emekçilerin yoksulların hak ve çıkarları ile birleştiren ve demokratik bir ülke için mücadele eden gönüllük söz konusudur.
Bu ülke hepimizin, yaşayan insanların refahı, milli gelirden aldıkları adil paylaşımlarla rahat ve huzur içinde yaşamlar ülkenin de geleceğine yatırımdır. Emekliler son demlerini huzur içinde bilgi, deneyim birikimlerini gelecek nesillere doğru aktarabilecek şekilde barınma, sağlık, beslenme vb. kaygılardan uzak yaşamalıdırlar. Bizim atalarımızdan aldığımız, gördüğümüz gelenek te bu şekildedir. Ailenin, köyün, topluluğun, kabilelerin en saygın kişileri en yaşlılarıdır hem de kadın erkek ayırımı yapmadan. Çünkü onlar görmüş, geçirmiş, deneyim sahibi öngörülü, yüce gönüllü, bilge yaş almışlarımızdır.
Erol PEÇENEK 17-Temmuz-2023
