Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Eskiağaçlı köyü yakınlarında kurulması planlanan dev güneş enerjisi santrali (GES) projesi, halkın ve çevrecilerin tepkisini çekti. VBZ İnşaat tarafından yaklaşık 175 milyon TL yatırımla hayata geçirilmek istenen projeye karşı köylüler ve Diyarbakır Barosu hukuki mücadele başlattı.
Birgün'de yer alan haberde ;Yaklaşık 30 bin güneş panelinin yerleştirilmesi planlanan proje, köyün geçim kaynağı olan meralık alanı kapsıyor. Türkiye’nin en yoğun ipekböcekçiliği yapılan bölgelerinden biri olan Eskiağaçlı’da halk, hem ekonomik faaliyetlerinin tehdit altında olduğunu hem de çevresel risklerin göz ardı edildiğini belirtiyor.
Gölet Raporlardan Silindi
Projeyle ilgili hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunda, bölge halkının hayvanlarını suladığı yapay göletin varlığının gizlendiği iddia edildi. Raporda “proje alanında sulak alan bulunmuyor” ifadesi yer alırken, sahaya ait olmayan ve gerçek durumu yansıtmayan fotoğrafların kullanıldığı ortaya çıktı. Bu durum üzerine Diyarbakır Barosu, belgede sahtecilik suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu.
Baro adına açıklama yapan Avukat Berfin Kılınç Üstün, “Söz konusu proje, köyün hayvancılıkla geçinen halkını doğrudan etkiliyor. Tek meraları yok edilecek. Gölet de bu proje içinde kalacak ve artık kullanılamaz hale gelecek” dedi.
Köyler ve Gerçekler Göz Ardı Edildi
ÇED raporunun projeye en yakın yerleşim olan Buduka köyünü yok saydığını belirten Üstün, “Sanki proje, köy yerleşimlerinden uzak bir alana kuruluyormuş gibi gösterilmiş. Oysa gölet gibi kritik bir unsur tamamen görmezden gelinmiş. Uydu görüntüleri ve keşif tutanakları bunu açıkça ortaya koyuyor” diye konuştu.
Aceleye Getirilen Süreç
Raporda, projenin 8 ayda tamamlanacağı taahhüt edilirken, bu sürenin hukuki süreçler tamamlanmadan projeyi hayata geçirme amacı taşıdığı iddia edildi. Üstün, “Mahkeme kararları çıkmadan proje bitirilebilir. Bu yüzden hızlıca yürütmeyi durdurma kararı alınması gerekiyor” diyerek sürecin aciliyetine dikkat çekti.
Bölge halkı, projenin uygulanması halinde hayvancılığı terk etmek zorunda kalacaklarını, bunun da göçe neden olacağını vurguluyor. Avukatlar ise hem çevresel hem de sosyoekonomik etkileri göz ardı edilen bu projeye karşı hukuk mücadelesini sürdüreceklerini belirtiyor.