Diyarbakır'daki depremzedelere 21 bin konut sözü verilmesine rağmen henüz sadece 6 bin 500 konut yapım aşamasında.
Diyarbakır Mimarlar Odası Yönetim Kurulu’ndan Arif İpek, konutların zemin etüdü ve planlaması yapılmadan inşaatına başlandığını söyledi.
Diyarbakır'da yaşanan deprem sonrasında maalesef konut yapım süreci oldukça yavaş ilerliyor. 21 bin konut sözü verilmiş olmasına rağmen şu ana kadar sadece 6 bin 500 konut yapım aşamasında. Diyarbakır Mimarlar Odası Yönetim Kurulu üyesi Arif İpek, konutların zemin etüdü ve planlaması yapılmadan inşa edildiğini belirtti.
Depremden etkilenen Diyarbakır'da ise Kahramanmaraş Pazarcık merkezli depremler sonucunda 7 binanın yıkılmasıyla 411 kişi hayatını kaybetti ve 900'den fazla kişi yaralandı. Resmi verilere göre ağır hasarlı olarak tespit edilen 5 bin 459 binadan şu ana kadar 2 bin 738'i yıkıldı.
Türk Mühendis ve Mimarlar Odası Birliği (TMMOB) tarafından yapılan incelemelerde ise 3 bin 252'si ağır hasarlı, 2 bin 828'i orta hasarlı ve 32 bin 652 binanın az hasarlı olduğu belirlendi. Deprem sonrasında eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Diyarbakır'da toplamda 21 bin konut yapma planları olduğunu açıklamıştı. Ancak halen yapıların yıkımı devam ederken, söz verilen konutların yapım süreci hakkında tam bilgiye sahip değiliz.
Diyarbakır Mimarlar Odası Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Arif İpek, ağır hasarlı binaların yıkımıyla kentte 20 bin konut ihtiyacı oluştuğunu ve orta hasarlı binaların yıkımıyla bu ihtiyacın 40 bine yükseleceğini belirtti.
Şu anda ise yaklaşık 6 bin 500 konutun yapım aşamasında olduğunu ifade etti. İpek ayrıca, yapılan konutların zemin etüdü ve planlaması yapılmadan inşa edildiğini de sözlerine ekledi. Daha önce Lice'de yaşanan bir depremde zemin etüdü yapılmadan konutların inşa edildiğini hatırlatarak, bunun tekrarlanmaması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, vaat edilen konutların teslimi için Kasım ve Aralık aylarında baskı yapıldığını ancak bu sürenin mümkün olmadığını belirtti. Konutların bitmeden anahtar teslim töreni yapılması ve insanların yerleştirilmesi durumunda yeni sorunlar ortaya çıkabileceğini dile getirdi.
İpek, sivil toplum örgütlerinin sürece dahil edilmesinin önemine de değindi. Son 10 yılda hükümetin Türk Mühendis ve Mimarlar Odası Birliği'ne (TMMOB) tavır aldığını ve dışarıda tutma çabası içinde olduğunu belirtti. Geçmişte bir yapının inşa edilmesi için TMMOB'den izin alınması gerektiğini hatırlatan İpek, yeni yapılar için sivil toplum örgütlerinin görüşlerinin alınmasının veya karar sürecine dahil edilmesinin önemli olduğunu vurguladı.
Deprem sürecinde halk sağlığı ve TMMOB'un önemi bir kez daha ortaya çıktı. (MA)