Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 6 Eylül 1975’te meydan gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde 2 bin 385 kişi öldü, 8 bin 149 bina hasar gördü. O dönem depremden etkilenen ilçelerden bir olan Hani ilçesine bağlı Merkez Mahallesi’nde prefabrik evler yapıldı. Daha sonra yurttaşlar tarafından perafbrik evler yanına da betonarme evler yapıldı. Maraş merkezli deprem sonrasında betonarme evlerde oluşan hasarlar nedeniyle birçok yurttaş imkânsızlıklar nedeniyle Lice depremi sonrasında yapılan prefabrik evlere yerleşti.
KAYMAKAMDAN 15 GÜN SÜRE
Hani Kaymakamı Mevlana Kürkcü, 2 Eylül tarihinde yurttaşlarla toplantı yaparak, prefabrik evlerin de boşaltılmasını istedi. Çewlîg’de 7.00 şiddetinde deprem olmasını beklediklerini, prefabrik evlerin ve hasarlı betonarme evlerin risk teşkil ettiğini kaydeden kaymakam Kürkcü, yurttaşların evleri boşaltması için 15 gün süre verdi. Kürkcü, evlerin boşaltılmaması halinde elektrik ve suyun kesileceğini de belirtti.
Kaymakamlığın X hesabından da 2 Eylül’de yapılan paylaşımda, “Kaymakamımız Sayın Mevlana Kürkcü, ilçemiz merkez mahallesinde hasarlı konutların yıkım süreci hakkında vatandaşlarımızla toplantı gerçekleştirdi” ifadeleri yer aldı.
İHD’YE BAŞVURDULAR
Gidecek yerleri olmayan yurttaşlar, 6 Eylül’de İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’ne “hukuki yardım” talebiyle başvuruda bulundu. Yurttaşlar çözüm arayışını sürdürürken, 9 Eylül’de kapılarına giden polisler kendilerine evlerini boşaltmaları için 4 gün süre verdi. Polisler, evlerin boşaltılmaması halinde elektrik ve su kesintisi ardından yıkım işlemlerine başlanacağını ailelere aktardı.
Yurttaşlar bir kez daha yıkım yapılmaması için hazırladıkları dilekçeleri yarın Hani Kaymakamlığı’na teslim edecek.
‘ELEKTİRİK VE SU' TEHDİDİ
Prefabrik evde 12 kişiyle yaşadıklarını Urfi Ekin, Hani Kaymakamı’nın Lice - Bingöl arasında deprem olma ihtimaline karşı evleri boşaltmalarını istediğini belirtti. “Buradaki insanları dışarı çıkartıyorlar. ‘Nereye giderseniz gidin’ diyorlar. Bu adalet mi şimdi?” diye soran Ekin, çıkmamaları halinde elektrik ve sularının kesilmesiyle tehdit edildiklerini belirtti. Mereş merkezli depremde evi hasar gördüğü için 7 bin 500 TL kira yardımı aldığını belirten Ekin, “Hênê’de ev kiraları on beş bin TL olmuş. Benim işim yok gücüm yok. Zar zor çocuklarımı doyuruyorum. Şimdi beni sokağa attığın zaman ben gidip dilencilik mi yapayım, hırsızlık mı yapayım gidip adam mı soyayım? Sen vatandaşı toplayıp diyorsun çık, önce gidip o vatandaşın evine bir bak. O adam oradan çıktığı zaman geçimini sağlayabilir mi?” tepkisinde bulundu.
KENDİ EVİMDE ÖLEYİM’
Aynı mahallede yaşayan ve prefabrik evlerden birine yerleşen 70 yaşındaki Adem Basat, kaldığı evin başta “orta hasarlı” diye kaydedildiğini sonrasında “ağır hasarlı” tespiti yapıldığını belirtti. Basat, “70 yaşındayım kiraya geçersem, karşılayacak gücüm yok. Nereye gideceğim? Madem evimi yıkacaksınız, bize yardım etsinler. Eğer evlerimiz yıkılırsa dışarda kalacağız. Ben evimden çıkmıyorum. Öleceksem de kendi evimde öleyim. Biz mağduruz bu duruma el atılması gerekir” dedi.
‘NEREYE GİDECEĞİZ’
45 yıldır burada yaşadıklarını söyleyen Eyüp Çelik, tek gelirlerinin aldığı emeklilik maaşı olduğunu belirti. Çelik , “Devlet bize on bin TL maaş veriyor, kiralar zaten on bin TL, nasıl geçineceğiz? Bize ne konut veriliyor, ne kira parası ne de herhangi bir yardım. Elimiz boş, nereye gideceğiz. Evimizi yıkmayın sorumluluğu biz alıyoruz” diye konuştu.
Daha önce dizlerinden ameliyat olduğunu ve felç geçirdiğini belirten Gürciya Çelik, okula giden iki çocuğu olduğunu söyleyerek, “45 yıldır bu evde yaşıyorum. Bu ev dışında gidecek yerimiz yok. Bizi sokağa atıyorlar. Evimizden çıkmamızı isliyorlarsa önce bize bir çare bulsunlar. Ya evimizi yapsınlar ya da bize ev versinler” talebinde bulundu.
Evlerinin yıkılmasına tepki gösteren Sarıya Özen ise, “Evlerimiz yıkılırsa evsiz kalırız. Ekonomik durumumuz kötü, evimizi yıkmasınlar. Kaymakama da dedim, ‘Evimizi yıkacaksınız, eşyalarımız ne yapacağız, nerde kalacağız?’ Kimsem de yok” ifadelerini kullandı.(MA)