Diyarbakır Tekstilkent’te Mesai Çilesi: Yoksulluk Yolunda 12 Saatlik Yaşam
Diyarbakır’da binlerce tekstil işçisi için Tekstilkent’e gidiş-geliş, mesainin başladığı noktadan çok daha önce başlıyor. İşçiler için sabahın ilk saatlerinde başlayan bu yolculuk, yalnızca işe ulaşmanın değil, sömürünün de ilk durağına dönüşmüş durumda.
2013 civarında “bölgesel kalkınma ve istihdam” hedefiyle duyurulan Diyarbakır Tekstil İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (Tekstilkent), bugün onlarca fabrikanın faaliyet gösterdiği dev bir üretim alanına dönüştü. Ağrı’dan Urfa’ya, Antep’ten Iğdır’a uzanan benzer projeler gibi, bölgenin yeni “ucuz iş gücü merkezlerinden” biri haline geldi. Resmi verilere göre bölgede 70-80 civarında fabrika ya da atölye faaliyet gösteriyor ve toplam istihdamın 10 bine yaklaşması bekleniyor. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, Tekstilkent’in ticaret hacmini yaklaşık 1 milyar dolar olarak açıklıyor; bu gelirin önemli kısmını ihracat oluşturuyor.
İşçiler için en büyük sıkıntılardan biri, Tekstilkent’e ulaşım. Servis maliyetlerinden kaçınmak isteyen patronların tercihleri, işçileri her sabah uzun ve yıpratıcı bir yolculuğa mahkûm ediyor. Servislerin birçoğu aynı zamanda okul taşımacılığı da yaptığı için, tekstil işçileri çoğu zaman mesai başlamadan bir saat önce atölyelere varmak zorunda kalıyor.
Haber Sol'a konuşan, Bir tekstil işçisi olan Mehmet Nuri*, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Yeri geliyor iki saati buluyor işe gidip gelmemiz. Bizden önce okul servisi yapacakları için sabah çok erken yola çıkıyoruz. Mesai 07.30’da başlıyor ama 06.30’da fabrikadayız. Evden çıkıp dönmemiz kimi gün 12 saati buluyor.”
Bu bekleyiş saatleri, soğukta ya da atölye kapısında, ücretlendirilmeyen bir “görünmez mesaiye” dönüşüyor.
Tekstilkent’in planlama aşamasında işçilerin yaşam koşulları değil, yalnızca üretim ve lojistik kolaylığı gözetilmiş. Bu nedenle bölgenin ulaşım altyapısı bugün ciddi bir sorun haline gelmiş durumda. Yüzlerce servis aynı saatlerde giriş-çıkış yaptığında, Tekstilkent yolları tamamen kilitleniyor.
Normalde 15-20 dakika sürecek yol, iş çıkışlarında bir buçuk saate kadar uzayabiliyor. Böylece işçilerin dinlenme süresi, servis araçlarında, ilerlemeyen trafikte tükeniyor.
Günün büyük bölümünü işte ya da yolda geçiren işçiler için yaşam, Tekstilkent’te 12 saatlik bir döngüye sıkışmış durumda: Sabah karanlığında başlayan yolculuk, akşamın karanlığında aynı yorgunlukla sona eriyor.
*İşçinin ismi güvenlik nedeniyle değiştirilmiştir.