Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 21 Mart Newroz günü evine dönerken 4 polisin işkencesine uğrayan 14 yaşındaki Y.D.’nin faillerinden ikisinin serbest bırakılması bölgede kolluk kuvvetlerinin yaptığı işkenceyi ve cezasızlık politikalarını tekrar gündeme getirdi. Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, çocuğa işkence yapan polislerin serbest bırakılmasını ve cezasızlık politikalarını değerlendirdi.
‘İtiraz ettik’
Çocuğun hem fiziksel hem de psikolojik şiddete maruz kaldığını hatırlatan Eren, işkence olayının basına yansımasıyla birlikte gerek baro avukatları gerekse aile avukatı olarak ilk andan itibaren Lice Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyusunda bulunduklarını vurguladı. Eren, “Bunun üzerine Lice Cumhuriyet Başsavcısı 5 polis hakkında bir gözaltı kararı verdi. Polislerden 3’ü Ankara’da 2’si ise Lice’de gözaltına alındı. Polislerden 3’ü yaralamadan tutuklanırken, diğer 2 polis ise herhangi bir suç şüphesi olmadığı gerekçesiyle serbest bırakıldı. Bırakılan polisler için gerekli itiraz süreçlerimizi yaptık” dedi
‘Sorgu hakimi işkenceyi görmek istemedi’
Yıllardır bölgede özellikle bu tür kamu görevlilerinin işlediği suçlara karşılık cezasızlık politikasının süregeldiğine dikkati çeken Eren, “Bildiğimiz bir pratik, maalesef bu dosyada da gördük ve emareleri yine karşımıza çıktı. Özelikle savcılığın işkence suçundan polisleri sevk etmemiş olması sadece yaralama ve hürriyeti taltif suçlarından polisleri tutuklamaya sevk etmesi aslında yine perdelenmek istenen ve kamu görevlilerin suçu örtme çabasıdır. Nitekim sulh ceza hakimi de hürriyeti taltifi de bir kenara bırakıp sadece yaralamadan 3 polis hakkında tutuklama kararı verdi. Her ne kadar 3 kişi tutuklanmış olsa da aslında bir koruma mekanizması var. Dosyada tipik bir işkence suçu var, fiziki bir müdahale var ve ruhen eziyet çekici bir müdahale var. Bunlar insanlık onuruyla bağdaşmayan filler. Ancak savcılık ya da sorgu hakimi işkenceyi görmek istemedi” diye belirtti.
‘Kararı kabul etmiyoruz’
Bu kararlardan sonra itirazlarda bulunduklarını ifade eden Eren, “İki polis hakkında Asliye Ceza Hakimliği tarafından bir tutuklama kararı verildi. Tutuklama kararını verdikleri halde usule aykırı bir şekilde yeniden bir ifade ile adli kontrol kararı verdi. Bu da hukuk açısından daha doğrusu ceza usulü açısından kabul edeceğimiz bir karar değil. Nihayetinde siz dosyayı itiraz üzerine incelediniz. Kabul edeceğimiz bir karar değil. Siz dosyayı itiraz üzerine incelediniz, inceledikten sonra bir yakalama kararı çıkardıysanız, yeniden ifadeye başvurmak ya da tutuklamadan vazgeçmek doğru bir yöntem değil. Bu konuda aklımıza ‘acaba yeniden bir müdahale mi var’ sorusunu getirdi. Nitekim serbest bırakılan iki polisten biri emniyet amiri ve o araçta da asıl sorumlu tutulması gereken kişi ama yine de biri bunu kolluyor” diye konuştu.
5 polis de olaydan sorumludur’
“Yapılan işkence uluslararası tüm belgelerin tarif ettiği bir işkencedir” diyen Eren, sözlerini şöyle tamamladı: “Polislere sadece yaralamadan dolayı tutuklama kararı verildiği için serbest bırakılan iki polisin aracın ön kısmında oturduğunu yani zırhlı aracın ortak arka kısmında olmadıkları için çocuğu darp etmemiş olacaklardan bahisle serbest bıraktılar. Böyle bir şey olamaz, bütün o pusu, alıkoyma bir komiser tarafından yapılıyor. Aslında oradaki bütün polislerin amiridir ve bu işlerin bir numara sorumlusudur. İdari ceza hukukundaki idrak dediğimiz kişi. Birlikte bir suç işleyenler arasında en yetkin olan kişi. Yani siz komiserseniz, bu tür suçlara neden izin veriyorsunuz. Yani meseleye bakışı işkence suçu olarak görülmediği sürece ‘ben sadece döveni tespit ettim onu tutukluyorum’ demekle bu işin içinden hukuken sıyrılamazsınız. Burada toplu, birlikte işkence suçunu işleme konusunda oluşmuş bir irade var. Birlikte hareket etmişler. Birlikte bütün bu sürecin içinde olan 5 polis var, 5’i de sorumludur. Bu anlamda çokta işlenen fiile bakış açısıyla iki polisi bıraktılar. Oysa işkence sucu kapsamında bakmaları gerektiği yönünde itirazlarımızı yaptık ve hukuki süreci takip ediyoruz.”
Ne olmuştu? Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 21 Mart’ta 14 yaşındaki Y.D.'yi kaçırılarak işkence yapan polislerden İsmail Akkuş, Emre Özcan ve Gökhan Bay, hakkında “kasten yaralama” suçlamasıyla 26 Mart’ta tutuklama kararı verilirken, diğer 2 polis ise, önce serbest diğer 2 polis için itiraz üzerine verilen tutuklama yeniden kaldırıldı. Cumhuriyet Başsavcılığı ve müşteki vekillerin itirazı üzerine serbest bırakılan Emniyet Amiri Aykut Oral ve polis Hayrettin Çakmak’ı tutukladı ancak Lice Sulh Ceza Hakimliği, adli kontrol şartıyla serbest bıraktı. (Kaynak: MA)