Diyarbakır’daki Dicle Üniversitesi’nde öğrenim gören 20 yaşındaki Hafize Sena Düzgün, üniversite yerleşkesinde, Onkoloji Hastanesi’nin bahçesindeki bir ağaçta asılı halde bulunarak yaşamına son verdi. Genç öğrencinin intiharı kamuoyunda derin üzüntü yaratırken, olayın arka planına dair ortaya atılan bir iddia dikkat çekti.
Gazeteci Emrullah Erdinç, Hafize Sena'nın ölümüne ilişkin yaptığı paylaşımda, genç kızın üniversitede görevli bir öğretim görevlisiyle "yasak aşk" yaşadığı ve bu ilişkinin sona ermesiyle büyük bir psikolojik çöküşe girdiğini ileri sürdü. İddialara göre Düzgün, yaşadığı bu duygusal çalkantının ardından kendini yalnız hissederek yaşamına son verdi.
Erdinç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Bu sadece bir intihar değil. Bu, yok sayılmanın, manipülasyonun, sessiz bir çığlığın hikayesi. Herkes onu 'İsra' olarak tanırdı. Güvendiği bir akademisyen tarafından yalnızlaştırıldığı, duygusal olarak istismar edildiği iddiaları var" ifadelerini kullandı. Paylaşımda, Düzgün’ün daha önce de benzer girişimlerde bulunduğu ancak yeterince destek görmediği öne sürüldü.
Sena’nın ölmeden önce sosyal medya profilinde yaptığı son güncelleme ise yürekleri dağladı. Profiline “26.05.2025 – Sağlıksız bir birey. Bir ölünün hatıra defteri” notunu ekleyen genç kız, adeta yaşadığı içsel çöküşü gözler önüne serdi.
Dicle Üniversitesi ve yetkili kurumlar tarafından başlatılan adli ve idari soruşturma sürüyor. Genç kızın ailesi ve kamuoyu ise olayın tüm yönleriyle aydınlatılmasını ve iddiaların derinlemesine araştırılmasını talep ediyor.
Kamuoyunda büyük yankı uyandıran olay, üniversite ortamlarında öğrencilerin yaşadığı psikolojik baskı, duygusal istismar ve destek mekanizmalarının yetersizliği konularını bir kez daha gündeme taşıdı.
Hafize Sena Düzgün'ün ölümünün ardından sosyal medyada başlatılan “Sena için adalet” etiketiyle çok sayıda kullanıcı, olayın üzerinin örtülmemesi ve sorumluların hesap vermesi gerektiğini vurgulayan paylaşımlar yaptı.