Narin Güran soruşturmasının magazinel bir olaya dönüştürülmek istendiğini söyleyen DEM Partili Kamuran Tanhan, gizliliği ihlal edenler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını aktardı.
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı Çûlî kırsal mahallesinde 21 Ağustos'ta kaybolduktan 19 gün sonra cenazesi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ın katledilmesine ilişkin yürütülen soruşturmada 8 kişi tutuklandı. Soruşturma sürecini Diyarbakır Adliyesi’nde takip eden Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mêrdîn Milletvekili Kamuran Tanhan, genel sürece dair gözlemlerini aktardı.
Narin Güran’ın kaybolmasından bu yana olağanüstü bir dezenformasyonun söz konusu olduğunu söyleyen Tanhan, bu nedenle soruşturmaların sağlıklı yürütülmediğini, delillerin toplanması noktasında adli birimlerin sekteye uğratıldığını ifade etti. Buna en somut örneğin Güran’ın cansız bedeninin 19 gün sonra mahallenin 2 kilometre uzağındaki derede bulunmuş olmasını gösteren Tanhan, “Bugün raporlara da yansıdı biyolojik olarak herhangi bir bulguya rastlanmadı. Bu dezenformasyon olmamış olsaydı daha erken bulunur ve delillerin toplanma ihtimali daha yüksek olurdu” diye konuştu.
'YARGITAY'A GÖRE GİZLİLİĞİN İHLALİ SUÇ'
Soruşturmada gizlilik kararı olmasına rağmen gözaltı işlemlerinden bu yana şüphelilerin ifadelerinin ana akım medya tarafından canlı yayınlarda açıklandığının altını çizen Tanhan, bunların paylaşımının ceza kanununa göre suç olduğunu belirtti. Gözaltına alınan ya da alınmayan olası faillerin ifadelere göre pozisyon alabileceği ihtimaline dikkat çeken Tanhan, halkın haber alma hürriyeti olduğunu ancak bu tarz soruşturmalarda ifadelerin basına servis edilmesinin, yayınlanmasının suç olduğunu ifade etti. Yargıtay içtihatlarında bu gizliliğin korunmasını öngördüğünü ifade eden Tanhan, DEM Parti Hukuk Komisyonu olarak, soruşturma kapsamında gizliliğe uymayanlar hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını ifade etti.
'GİZLİLİK OLAN BELGELERİ KİM SIZDIRDI?'
Savcı ve avukatların vermediği bu ifadelerin nereden servis edildiğinin araştırılması gerektiğini söyleyen Tanhan, bu ifadelerin bakanlık personeli ya da siyasi kişiler aracılığıyla servis edildiği iddiaların olduğunu ifade etti. Tanhan, "Diyarbakır Başsavcı vekili ile görüştüğümüz de sevk işlemlerinin henüz tamamlanmadığını öğrendik ancak 10 dakika geçmeden yandaş medya 9 kişinin tutuklama ile sevk edildiğini girdi. Avukatlar olarak bizde yandaş medyadan bu durumu öğrendik. Bu da soruşturmanın gizliliğinin sadece vatandaşlar ya da müdafiler için olduğunu gösteriyor. Yandaş medya için gizlilik kuralının olmadığını, bunu ihlal edebileceğini gördük. Dolayısıyla soruşturma ne yazık ki başından beri etkin ve gizli yürütülmedi" dedi.
Her gelen bilgi ya da sanal medya paylaşımlarının haber yapılmaması gerektiğini vurgulayan Tanhan, bunun delillerin toplanmasının önüne geçtiğini kaydetti. Olası bir durumda faillerin ona göre pozisyon aldığını belirten Tanhan, "Özellikle basın mensupları bu hususlara dikkat etmelidir. Sosyal medyada da türlü türlü iddialar söz konusu. Bizi üzen kısım sadece magazinsel olarak bu vahşete bakıyorlar. Saatlerce basında bu magazin boyutunu tartışmak bir sıkıntıdır. Konuşmalar arasında bir avukat 'Çocuğum televizyonda görmüş, bizim başımızda köyde böyle bir şey gelir mi?' diye soruyla karşılaştıklarını söylediler. Bu da basın eliyle topluma ne kadar kötülük yapıldığını gösteriyor" dedi.
'DAVAYA MÜDAHİL OLACAĞIZ'
“19 gün bir cenazenin bulunmaması ve bir iki kilometre yakında bulunmasını normal bir durum olmadığını belirtmek istiyorum” diyen Tanhan, “Sürecin takipçisi olacağız. Amed Barosu, ÖHD ve DEM Parti Hukuk Komisyonu olarak süreci takip edeceğiz. Kamuoyuna mal olmuş bir dava artık aile değil tüm toplum mağdur. Toplum adına davaya müdahil olacağız" diye konuştu. (MA)