Bölge Baroları ve Hukuk Örgütlerinden ortak açıklama

Bölge Baroları ve Hukuk Örgütlerinden ortak açıklama

Dedeoğulları ailesi katliamının birinci yıl dönümünde Bölge Baroları ve Hukuk Örgütlerinden ortak bir açıklama yapıldı.

Dedeoğulları ailesi katliamının birinci yıl dönümünde Bölge Baroları ve Hukuk Örgütlerinden ortak bir açıklama yapıldı.

 

Yapılan yazılı açıklamada kürt kimliğine yönelik nefret söylemleri ve siddet eylemlerinin artık munferit ve adli olay olarak görülmemesi gerektiğine vugu yaparak şu ifadelere yer verildi ;

Faillerin korunması katliamın önünü açmıştır 

  'Konya’nın Meram ilçesinde ikamet eden Dedeoğulları ailesine mensup Yaşar Dedeoğulları, İpek Dedeoğulları, Sibel Dedeoğulları, Serpil Dedeoğulları, Serap Dedeoğulları, Barış Dedeoğulları ve Metin Dedeoğulları; bundan tam bir sene önce 30.07.2021 tarihinde, evlerinin bahçesinde tetikçi Mehmet Altun tarafından ırkçı saiklerle katledilmiştir.Komşuları olan iki aile tarafından 10 senedir sistematik olarak ırkçı saldırılara maruz kaldığı anlaşılan aileye yönelik 12.05.2021 tarihli saldırı sonrası gerekli önlemlerin alınmaması, etkili bir soruşturmanın yürütülmemesi ve faillerin adeta “korumaya” alınması 30.07.2021 tarihli katliamın önünü açmıştır.

Saldırının kürtlük mevzusundan kaynaklandığı ifade edilmiş 

Dedeoğulları ailesi 22.05.2021 tarihinde aynı failler tarafından tekrar saldırıya uğramış, bu iki aileye mensup bir kısım kişiler tarafından hakaret ve tehditlere maruz bırakılmışlardır.Dedeoğulları ailesinin basına da yansıyan beyanlarında geçtiği üzere failler, Dedeoğulları ailesine hitaben “…Biz Ülkücüyüz. Siz Kürtleri buradan kaldıracağız.” diyerek saldırmıştır.Olay tarihinde ağır yaralanan Yaşar Dedeoğulları ifadesinde; şahıslarla aralarında 10 yıldır husumet olduğunu, husumetin sebebinin Kürt olmalarından, Kürtlük mevzusundan kaynaklandığını ifade etmiştir.

Kürt kimliğine yönelik nefret söylemi ve yaygınlaşan şiddet eylemlerinin münferit ve adli olaylar olarak görülmemesi gerekir

Basına yansıyan sürecin en başından itibaren; gerek yetkililerin gerekse Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olayın aydınlatılmasının ve ırkçı saiklerin cezalandırılmasının önünü kesen açıklamaları ve yaklaşımları, 30.07.2021 tarihinde 7 kişilik bir ailenin katledilmesi ile sonuçlanmıştır.Yukarıda izah olunduğu üzere; öncesinde ırkçı bir saik bulunduğu hususunda belirtiler olmasına rağmen katliamın gerçekleştiği ilk andan itibaren gerek adli merciler gerekse idari yetkililer tarafından “olayın ırkçı saiklerle ilgisi olmadığına yönelik” yapılan açıklamalar, yargıya açık müdahale anlamına gelmiş ve yargılamanın seyri de ona göre şekillenmiştir.Süregelen bir şekilde, Kürt kimliğine yönelik nefret söylemi ve yaygınlaşan şiddet eylemlerinin münferit ve adli olaylar olarak görülmemesi gerekir.Sadece geçtiğimiz sene; 28 Temmuz tarihinde Ankara Elmadağ ilçesinde Kürt bir aileye saldırıldığı, 21 Temmuz tarihinde Konya Meram ilçesinde en az 60 kişi olan bir grup tarafından Kürt aileye silahla saldırıldığı, saldırıda aile fertlerinden 43 yaşındaki Hakim Dal’ın öldürüldüğü, yine 20 Temmuz tarihinde Ankara Altındağ ilçesinde Karslı Kürt bir aileye saldırıldığı bilinmektedir. Bunlar sadece aynı dönem yaşanan ırkçı saldırılardır. 

Etkin bir yargılama süreci yürütmesi talebimizi yineliyoruz 

Her sene mevsimlik tarım işçisi olarak çalışan Kürtlere yönelik gerçekleştirilen saldırılar, Deniz Poyraz’ın katledilmesi ve daha birçok saldırı aynı kaynaktan beslenmektedir. Bu kaynağın, ırkçı tutumlar karşısında hakim siyaset kurumunun tepkisiz kalışı ve zaman zaman söylemleri, bazı basın-yayın kuruluşlarının toplumsal ayrıştırmayı besleyen tutumlarıyla birlikte failler açısından yaratılan cezasızlık zırhı olduğu aşikardır.Dedeoğulları ailesinin katledilmesinin 1. yıl dönümünde aşağıda imzası bulunan kurum ve kuruluşlar olarak; ırkçı saikle işlenen suçların insanlığa karşı işlenen suçlar kategorisinde yer aldığını hatırlatıyor, yargı organlarının bu ağır suçların yargılamalarında alışılmış cezasızlık pratiğine son vermek suretiyle etkin bir yargılama süreci yürütmesi talebimizi yineleyerek katliamda hayatını kaybeden 7 insanımızı saygı ve rahmetle anıyoruz' denildi.

 

İmzalayanlar

 

• Adıyaman Barosu

• Batman Barosu

• Bingöl Barosu

• Çağdaş Hukukçular Derneği

• Dersim Barosu

• Diyarbakır Barosu

• Hakkari Barosu

• İnsan Hakları Derneği

• Muş Barosu

• Özgürlük İçin Hukukçular Derneği

• Siirt Barosu

• Şanlıurfa Barosu

• Şırnak Barosu

• Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı

• Van barosu



GÜNDEM 30.07.2022 13:09:16 0
Hozan Aydın hayati tehlikeyi atlattı Kalp krizi geçiren sanatçı Hozan Aydın, hayati tehlikeyi atlattı.
Sırrı Sakık : Yüz yıldır Kürtlerin iradesi yok sayılıyor Plan Bütçe Komisyon’unda konuşan DEM Partili Sırrı Sakık, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya seslenerek “Kayyım politikasını bu topraklarda uygulamak adına bütün yollar mübah sayılıyor” dedi.
Rojin Kabaiş’in kaybolduğu sahilde açıklama: Kesinlikle intihar değil Kaybolduğu yerde yapılan açıklamada, Rojin Kabaiş’in ölümüne “intihar” süsü verilmeye çalışıldığı belirtilirken, baba Kabaiş, “Rojin yaşamı, hayatı seven biriydi” dedi.
Diyarbakır'da hindi çiftliği kurduğunu söyledi 40 kişiyi 50 milyon lira dolandırdı Diyarbakır'da hindi çiftliği kurduğunu söyleyen ve yüksek gelir elde etme vaadiyle kandıran memur Doğancan D. 50 milyon lira ile kayıplara karıştı.
CHP'li Sezgin Tanrıkulu : Amedspor'a tuzak kurdunuz TBMM’de konuşan CHP #Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu bu sezon TFF 1. Lig’e yükselen #Amedspor’un sahasında yaşanan zemin problemini gündeme taşıdı
Depremzedelere elektrik desteği ve ücretsiz doğalgaz teklifi reddedildi DEM Parti'nin ücretsiz doğalgaz, ekolojik enerji üretimi ve depremzedelere elektrik desteği verilmesi için kaynak ayrılması teklifi, AKP-MHP oylarıyla reddedildi.
Diyarbakır Oğlaklı TOKİ’de yangın! Diyarbakır’da deprem konutlarının yapıldığı Oğlaklı’da TOKİ inşaat alanındaki konteynerlerde yangın çıktı.
Silvan'ın bir mahallesi günlerdir elektriksiz: Bu zulümdür Silvan Malabadi Mahallesi'nde sayaçların direklere çıkarılmasına karşı çıktıkları için elektrikleri kesilen yurttaşlar, yaşadıkları mağduriyete "Bu zulümdür" şeklinde tepki gösterdi.