Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, 31 Mart seçimleri sonrasında görevi DEM Parti’ye devretmiş olsa da şaibeli ve usulsüz işlemlerin devam ettiği ortaya çıktı
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, 31 Mart seçimleri sonrasında görevi DEM Parti’ye devretmiş olsa da şaibeli ve usulsüz işlemlerin devam ettiği ortaya çıktı. Seçimi kazanması beklentisiyle, kayyum yönetimi belediyeye ait taşınmazları farklı kurumlara devretti ve kıymetli arazileri satışa çıkardı. Dicle Nehri kıyısına konteyner kent kuran kayyum, yapılan uyarılara rağmen 125 milyon lira alt yapı için para harcadı ancak çadırların su altında kalması sonucu bu paranın da çöpe gitti.
Kozmopolitik'te yer alan haberde : TÜGVA öncülüğünde yapılan bir festival için harcama yapıldığında, Diyarbakır’a 3 bin kişinin gelmesi beklenirken sadece 100 kişinin geldiği belirlendi. Bu festival için yapılan harcamaların belediye bütçesinden karşılandığı ve bazı faturaların alındığı firmalara gönderildiği iddia edildi. Ayrıca yapılan tüm şikayet ve ihbarlara rağmen kayyum yönetimine dair hiçbir soruşturma açılmadı.
Kayyum yönetimi, belediyenin sahip olduğu arazileri imara açarak satışa çıkardı ve Kuran kurslarına maddi destek verdi. Hizbullah’a yakın bir medreseye sıcak asfalt dökülmesi gibi şüpheli işlemler göze çarptı. Yıllarca altyapısı düzeltilmeyen ve bakıma ihtiyacı olan ana arterlerde çalışma yapılmazken, kayyumun kişisel işlerine harcama yaptığı iddia edildi.
Yolsuzluk nedeniyle görevine son verilen kişiler, kayyum yönetimi tarafından geri alınarak AKP kontenjanından işe alındı. Diğer şüpheli işlemler arasında Trabzon Of İlçesi’nde düzenlenen festival için yapılan fahiş harcamalar ve reklam ihaleleri dikkat çekti. Reklam ihalelerinin seçim öncesine denk gelmesi ve aynı firmanın iki ayrı ihaleyi alması şaibeli görüldü.
Toplamda 68 milyon liralık iki reklam ihalesinin belediye bütçesinden yapıldığı ve aynı firmanın her iki ihaleyi de kazandığı belirlendi. Bu ihalelerde kırtasiye malzemeleri ve tanıtım materyallerinin üst üste alınması büyük tartışma yarattı. Sonuç olarak, kayyum yönetimi hakkında yapılan tüm suçlamalara rağmen ciddi bir soruşturma başlatılmamış ve usulsüzlükler devam etmiştir.