Hem de onların haklarını koruma adına yola çıkan dernek olarak, Mücadele mi, biat edip kendi ayağına sıkmak mı ?
10-Ağustos-2023 tarihinde telefonlara TUED derneği adına gönderilen mesaj; 3294 Sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu'nun 2'nci maddesi gereği emekliler sosyal yardıma muhtaç hale gelmişlerdir. Hane içerisinde kişi başı 3.800 Liradan az gelire sahip olan emekliler sosyal yardıma başvurabileceklerdir. Genel Merkezimiz ve şubelerimiz de oluşturulan Sosyal Yardım Başvuru Noktalarına bizzat gelerek başvuru yapabilirsiniz. Tüm şubelerimizin adres ve telefonlarına Türkiye emekliler derneği adresinden ulaşabilirsiniz. Mesajın ana içeriği bu kadar. Emeklileri sosyal yardım almaya davet ederken bizzat büro görevi görüp sosyal yardımlaşmanın gönüllü büro elemanı gibi çalışmaktalar. Emekliler sistemin getirdiği farklı maaş bağlanma oranları nedeniyle yatırdıkları prim ve çalıştıkları yıllara göre değişik maaş almalarına rağmen milli gelirden pay alamamaktadırlar. 10 sene kadar önce en düşük emekli maaşı asgari ücretin üzerinde kalmaktaydı. Şu an % 25 zam almalarına rağmen 9 milyona yakın kişi hala açlık sınırının altında 7500 Tl almaktadırlar.
İlgili dernek üyelerinden aldığı aidatlarla emeklilerin haklarını bir fiil savunma onları örgütleme adına hükümeti zorlayıp emeklilere sosyal haklarını almaları için mücadele edeceğine, eğitim, örgütlenme işlevini yerine getirme yerine, Emekliler gelin dilenin, biat edin, sesinizi çıkarmayın, örgütlenmeyin, parayı alın susun diyorlar. Gerçek yerlerini, görevlerini, kime hizmet ettiklerini teyit etmiş olmaktadırlar. Dernekten aldıkları maaşı kessen ya da gelin para almadan gönüllülük esasına göre çalışın deseler acaba susarlar mı, yoksa herkesten fazla onlar mı bağırır. Sormak lazım ?
Sosyal devlet muhtaç olan, bakılması gereken yeme, içme, barınma vb. insani ihtiyaçları yerine getirmek zorunda. Bu gerçekten mazereti olan gerçek ihtiyaç sahipleri içindir. Tüm devletler, yönetimler bunu yapmak zorundalar. Bu bir lütuf değil devlet olmanın gereğidir. Ama emekliler öyle değil. Zamanın da çalışarak peşin ödedikleri primlerinin karşılığını gerçek değerinin altında almalarına rağmen talep ettikleri maaş sadaka ya da yardım değil kendi alın teri, emekleridir, ve ödedikleri primleridir. Bunlara yani emeklilere sosyal yardım adı altında para verilmesi utanç verici, onur kırıcı tavırlardır. Bu temelde mücadele vermesi gereken bir çok dernek, sendikal yapılanma ve değişik örgütlenmeler olmasına rağmen bir araya gelip tek yumruk tek yürek ses getirememektedirler. Dikey örgütlenme adına, delege sistemleriyle üst yönetimle taban arasında kopmalar, mesafeler oluşmakta süreçte bir çoğun da yönetenlerle aralarında hak mücadelesi yerine farklı ilişkiler de oluşabilmektedir. Mücadele adına göstermelik klasikleşmiş artık toplumda ve yönetimlerde karşılığı olmayan günü kurtarmaya yarayan göz boyamaya yönelik protestolardır.
Bu kargaşa ortamında yatay örgütlenme ve tam demokrasi şiarıyla delege sisteminden uzak. Başkanlık yapılanması olmayan. Yerel meclisler temelinde herkesin söz hakkı olduğu gönüllülük esasına dayanan tabanın kendi kararlarını alıp gönüllü meclis önerisiyle en fazla 2 yıl yürütmede kalabilen her hangi bir ücret almadan gönüllülük esasına dayanan, yepyeni bir örgütlenme ve tam demokrasi modelini hayata geçirmektedirler. Her meclis yürütmesinde en az bir erkek bir kadın olma prensibi gözetilmektedir. Tekrar görev alma en az 10 yıl sonra olduğu için üst üste ve devamlı kalma yada babadan oğla geçme diye bir oluşum söz konusu değildir. Yepyeni bir yol yepyeni bir bakış açısı.
Şartların zorluğu, süreç içinde doğru temelde örgütlenip mücadelesini sürdürebilecek yeni oluşumları da yaratabilmektedir. Hiçbir siyasi oluşuma ait yada oy verdiğine bakılmaksızın, ırksal, dinsel, dilsel ayırım yapmadan 16.2 milyon çok renkli emekliler topluluğunu tek çatı altında toplamaya çalışan EMEKLİLER TÜRKİYE MECLİSİ oluşumu hızla alt yapısını oluşturup en kısa sürede sendikal prosedürünü tamamlayıp yasal statüsünü kazanacaktır. Bu oluşumu doğru tanıma ve inceleme adına ilgili link aracılığıyla ulaşıp Örgütlenme modelini, mücadele şeklini, örgütlenme yapısını, çalışma şeklini, kuruluş felsefesini ve tüzüğünü talep edip inceleyebilir, il meclislerine katılarak bire bir müdahil olabilir, görüş ve önerilerinizi iletebilir, başkalarından beklemek, dilemek, ummak yerine her konuda aktif görev alarak siz de katkılarınızı sunabilirsiniz. Bunları hem kendi onurunuzu koruma, resmi dilenci duruma düşme, torunlarınıza ülkenin geleceğine katkıda bulunma, yarınlara iyi bir iz bırakma adına sizler de yapabilirsiniz. Günümüzün en acil, en önemli kırılması gereken görevi, örgütsüzlük. Örgütlenmeden, korkma, yılgınlık ölü toprağını silkeleyip canlanma zamanı.
https://www.facebook.com/groups/1560191121027491/ ETM-Emekliler Türkiye Meclisi Facebook katılım linki. Ayrıca bulunduğunuz il, ilçe meclislerinin linklerini talep edebilir, yüz yüze görüşerek tanışabilir, toplantılarına iştirak edebilirsiniz.
Bir aslan, horozla dost olmuş ve horoza demiş ki
‘’Eğer başına bir sıkıntı gelirse ağaca çık ve ezan oku, ben hemen gelirim’’ Bir gün horoz kendisine yaklaşan bir tilki görmüş hemen ağaca tırmanıp ezan okumaya başlamış. Ağaç altına gelen tilki, ‘’Ezan okundu madem in aşağıya da namazı kılalım’’ demiş.
Horoz ‘’Az bekle imam gelecek, o gelince kılarız’’ demiş. O sırada tilki bir bakmış ki kendisine doğru bir aslan yaklaşıyor. Oradan uzaklaşmak için harekete geçerken horoz seslenmiş yukarıdan ‘’Beklesene imam geldi’’
Tilki kaçarken cevap vermiş ‘’Bu imam bizim mezhepten değil..!’’
12-Ağustos-2023 / Erol PEÇENEK