ÖZEL HABER - RÖPORTAJ - CÜNEYT ALPHAN Yirmibirtv Ankara Temsilcisi Cüneyt Alphan, Gelecek, DEVA ve Saadet Partisi'nden oluşan Yeni Yol Grubu Başkan Vekili, 24., 25., 26. Dönem Manisa, 28. Dönem Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ ile Türkiye'nin ana gündemi üzerine çarpıcı bir röportaj gerçekleştirdi. Özdağ, sorulara içtenlikle cevap verirken dikkat çekici manşetlik açıklamalar yaptı.
İBB İddianamesi ve Siyasi Davalar
Özdağ, son günlerin gündemi olan İBB iddianamesi hakkında, davanın açılış amacının siyasi olduğunu düşündüğünü belirtti.
CHP Kurultayı ve Rüşvet İddiaları
Özdağ, CHP'nin iç gündemine ve gazeteci Tamar Tanrıyar'ın Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu hakkındaki rüşvet iddialarına da değindi.
Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve Muhalefetin Adayı
Özdağ, Özgür Özel'in adaylık sinyalleri ve muhalefetin cumhurbaşkanı adayı konusundaki düşüncelerini aktardı.
Terörsüz Türkiye ve Hukuk Devleti
Özdağ, Gelecek Partisi'nin "Terörsüz Türkiye" sürecine destek verdiklerini ancak bunun hukuksuz bir Türkiye'de inşa edilemeyeceğini vurguladı.
KHK'lılar, Af ve Demirtaş
Özdağ, KHK'lıların yaşadığı mağduriyetler ve olası hukuki düzenlemeler hakkında önemli açıklamalar yaptı.
Muhsin Yazıcıoğlu ve Derin Devlet
Özdağ, Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümü ve derin devlet kavramına ilişkin çarpıcı iddialarda bulundu.
Gelecek Partisi'nin Geleceği ve Son Söz
İşte Ankara Temsilcimiz Cüneyt Alphan'a Vermiş Olduğu Röportajın Tamamı :
Doç. Selçuk Özdağ: Terörsüz Türkiye, hukuksuz Türkiye'de inşa edilemez! ByLock delil değildir!
Yeni Yol adıyla Mecliste grup kuran, Gelecek, DEVA ve Saadet Partisi'nden oluşan Yeni Yol Grup Başkanvekili, 24., 25., 26. dönem Manisa, 28. dönem de Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ'la Meclisteki odasında röportaj yaptım. Türkiye'nin ana gündemiyle ilgili çok soru sordum; Selçuk Bey de içtenlikle sorularıma cevap verdi. Cevap verirken de pek çok manşetlik başlık sundu. Elbette tüm görüşlerine katıldığım ya da karşı çıktığım söylenemez; görevim, kamu adına soru sormak ve yorumların takdirini kamuoyuna bırakmaktır.
Soru: Son günlerde gündemi yoğun olarak işgal eden İBB iddianamesiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Özdağ: Bu davalar siyasidir…
"Burada büyük bir yolsuzluk demek de yanlış; burada herhangi kör bir kuruş yolsuzluk yok demek de yanlış. Bu davanın açılış biçimiyle ilgili şüpheler var; kimi 'siyasi', kimi 'hukuki' diyor. Ben açılış gayesini siyasi görüyorum. Niye? İçişleri Bakanlığının teftiş kurulları var. Daha önce Kadir Topbaş dönemine ait İmamoğlu teftiş kurullarını devreye sokmuştu. Süleyman Soylu, 'Sen devreye sokamazsın' dedi, aldı götürdü. Buradaki yolsuzluğun, hırsızlığın, keyfiliğin çıkarılmasını istemediler. Bu çifte standarttır. Bu, devleti ve kamuyu korumak değil; hatta kamu malını tırtıklayanları korumaktır.
Peki o dosyalara ne oldu? Bilmiyoruz. Mansur Yavaş yüze yakın dosyayı savcılığa intikal ettirdi. Bu dosyalarla ilgili Cumhurbaşkanı, AK Parti Genel Başkanı, Cumhur İttifakı'nın genel başkanları bu hassasiyeti gösterdüler mi? Göstermediler! 17 Şubat'ta gösterdiler mi? Göstermediler! Kocasına dezenfekte alan bakana aynı hassasiyeti gösterdiler mi? Göstermediler. Bazı milletvekili, bakan, danışman, genel müdürlere gösterildi mi? Gösterilmedi. İktidarla iltisakı olanlara gösterilmedi.
Bütün bürokratların mal varlıklarının araştırılması lazım. O yüzden bu davaya siyasi bakıyorum. İmamoğlu ve diğer belediye başkanları tutuksuz yargılanabilirler. Sayıştay ve teftiş kurulları tarafından 1039 defa teftiş edilmiş çeşitli tarihlerde. Eğer Türkiye'deki tüm belediyelere eşit uygulanmış olsaydı, 'Eyvallah' derdim.
Kovid döneminde yardım eden belediyelere izin verilmedi, 'Siz devlet içinde devlet mi kuruyorsunuz?' denildi ama kendi belediyelerine bankalardan kredi verildi. Belediyelere ya havuç ya da sopa gösterildi. Bu davaları 1960'tan sonra açılan davalara benzetiyorum; 1971'deki iddianameler, 1980'deki iddianameler gibi… Hakkımda dava açıldı; 7,5 yıl hapis yattım, sonra arkadaşlarımızın çoğu beraat etti. Bu iddianameleri 1980'de de gördük; herkes idamla yargılandı ama on yıl sonra herkes beraat etti. Ben 7,5 yıl sonra beraat ettim; benim hakkımı kim verecek? İmamoğlu yarın beraat ettiğinde ne diyecekler? 'Pardon' mu diyecekler? Tutuksuz yargılansaydı bir şey mi olurdu?
Bu bir siyasi mühendislikti; amaç, Cumhuriyet Halk Partisi adaylarını halkın gözünde küçük düşürmekti. Erdoğan tekrar kazanmak istiyor; karşısında iki rakip vardı: Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş. Yolsuzluk var mı yok mu buna yargı karar verecek. Masumiyet karinesine riayet edilmedi. Savcının 'Bu, yüzyılın yolsuzluk davası' cümlesi de doğru değil. Sen ihsası reyde bulunamazsın. 'İddianamemi düzenledim, koydum oraya; karar mahkemenindir' diyeceksin.
AYM'nin, AİHM'in kararlarına uymayan, zaman zaman yargıya baskı yapan bir iktidar var. Bundan sonra Akkoyun, karakoyun belli olacaktır."
Soru: CHP'nin kurultay davasıyla ilgili açılan davaları, çıkan kararları nasıl değerlendiriyorsunuz? Gazeteci Tamar Tanrıyar'ın son iki aydır iddia ettiği, CHP Lideri Özgür Özel'in, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'i aday yapma karşılığında 20 milyon dolar aldığı; İmamoğlu'nun da 12 milyon dolar aldığı iddiaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Özdağ:
CHP, Kılıçdaroğlu'yla uğraşmaktan vazgeçsin, ülke gündemine dönmeye davet ediyorum…
"Bütün partilerde bu tür durumlar oluyor; bu bir ahlak konusudur, hukuk konusu değildir. Bununla ilgili kanuni düzenlemeler yapılabilir. Bu, rüşvet değildir; bütün partilerde vardır. Otuz yıllık siyasi hayatımda bunları gördüm ama ben yapmadım.
Kılıçdaroğlu altılı masayı kurmuştur; AK Parti'nin elindeki çok önemli belediyeleri almıştır. Büyük bir başarıdır. Altılı masa yüzde 48,5 oy almıştır; çok büyük bir başarıdır. O nedenle Cumhuriyet Halk Partililer, Kemal Bey'le uğraşmaktan vazgeçip başlarına kim bu belaları açtıysa onunla uğraşmalıdır. Asıl ülke gündemine dönmeleri gerekir."
Soru: 20 milyon dolar ve 12 milyon dolar iddiası?
Özdağ:
"Eğer öyle bir şey olsaydı şimdiye kadar Manisa Cumhuriyet Başsavcısı ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek gereğini yapardı herhalde. Bugüne kadar dava açılmadıysa bu da ilginçtir. Varsa öyle bir şey zaten iktidar affetmez; gereğini yapardı. Bu konuda iktidar için dedikodu bile malzeme sayılıyor ama kendileriyle ilgili olunca unutturmaya çalışıyorlar. Mesela Yunus Emre Vakfı'nda 300 milyonluk yolsuzluk iddiası vardır; hâlâ bir şey yok…"
Soru: Özgür Özel, Erdoğan'ı sandıkta yarışmaya davet etti, bir nevi Cumhurbaşkanlığına adaylığını ilan etti. Özel'in aday olması durumunda destek verir misiniz?
Özdağ:
Kandil, Erdoğan'ın propagandasını yaptı…
"Erdoğan, İmamoğlu'nun aday olmasını istemedi; çünkü kendi mahallesinden oy alabilecek kapasite ve potansiyele sahipti. Trabzonluydu, Kur'an okuyordu, İstanbul'da üç defa Erdoğan'ın adaylarını yendi.
Kılıçdaroğlu'nun altılı masayla çok büyük bir başarı elde ettiğine inanıyorum. Bir taraftan her gün Kandil, 'Erdoğan faşisttir, diktatördür, katildir' diyerek bir nevi Erdoğan'ın propagandasını yaptı. Bir yandan da göç politikaları nedeniyle Batı, iktidarın değişmesini istemedi.
Şimdi de Erdoğan ve Bahçeli muhalefetin Cumhurbaşkanı adayını belirlememeli. Birinci turda çok adaylı olacak gibi görünüyor; ikinci tura çıkacak kişinin Erdoğan ve Bahçeli'nin hoşlandığı bir aday olmaması lazım.
Erdoğan'dan sonra Cumhurbaşkanı adayı Bilal Erdoğan'dır. Önümüzdeki seçim, önem üstüne önemli bir seçim olacaktır. Erdoğan kazanırsa yedi yıl kalacak; sonra da kendi oğlunu aday yapacak. Başka adayın şansı yok."
Soru: Siz destek verecek misiniz?
Özdağ:
"Biz aday belirleyecek miyiz, nasıl bir yol izleyeceğiz ona bakacağız. Üç parti—Gelecek, DEVA, Saadet—beraber hareket ediyoruz. Refah'la dirsek temasımız var. Demokrat Parti'yle konuşuyoruz. İYİ Parti'yle dirsek temasımız var. Çoklu bir parlamento olsun istiyoruz. Bugün MHP 50 milletvekiliyle ülkeyi yönetiyor; çoğunluk AK Parti'de ama tüm kanunlar 301 sayıyla geçiyor. Muhafazakâr partilerin ittifak yapmasından yanayım. Zaman zaman DEM'li milletvekilleriyle de Terörsüz Türkiye'yle ilgili konuşuyoruz."
Soru: Yürüyen barış süreci, adına "Terörsüz Türkiye" denilen süreçle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Özdağ:
Türkiye üzerinde ameliyat yaptırma kardeşim…
"Kim terörsüz Türkiye'yi istemez? Terör sadece eline silah alınan bir olgu değildir. Sosyal devleti inşa etmeyenlerin yaptıkları da terör faaliyetidir. Gelir dağılımındaki adaleti sağlayamayanların yaptıkları da terörist faaliyetidir. Tarihi, coğrafyayı, sosyolojiyi okumayanların yaptıkları da terörist faaliyettir."
Soru: Sizden gizlenen bir şeyler mi var?
Özdağ:
Öcalan'ın bildiğini bilmek istiyoruz…
"Evet, bizden gizledikleri bazı şeyler var. Zaman içinde onları da göreceğiz…"
Soru: Hakikat Komisyonu kurulması gerekiyor mu?
Özdağ:
"Geçmişi geçmişte bırakmak lazım; yaralar kabuk bağlar…"
Soru: Kısmi af mı geliyor?
Özdağ:
"Kısmi af değil, hukuki bir düzenleme geliyor…"
Soru: KHK'lılar bu düzenlemenin içinde olur mu?
Özdağ:
"Biz bir yarayı sararken başka yaralar varsa onları da sarmalıyız…"
Soru: Gelecek Partisi'nin KHK'lılara yeterince sahip çıkmadığı eleştirisine ne diyorsunuz?
Özdağ:
Ben ByLock bile delil değildir dedim…
"Bu çok yanlış Cüneyt Can. Çok büyük haksızlık…"
Soru: Darbe Araştırma Komisyonu Başkanvekiliyken Cumhurbaşkanına mektup mu yazdınız?
Özdağ:
"Evet, mektup yazdım…"
Soru: Cevap geldi mi?
Özdağ:
"Hayır gelmedi ama ben bu konuda çok çalıştım…"
Soru: Türkiye'de Kürt sorunu var mı?
Özdağ:
"Türkiye'de en büyük mağdur kesim Aleviler ve Romanlardır…"
Soru: Kendine 'Kürdüm' diyeni fişliyorlar ama…
Özdağ:
"Sadece kendine Kürdüm diyeni değil; ülkücüyüm diyeni de fişliyorlardı…"
Soru: İkinci resmi dil olabilir mi?
Özdağ:
"Asıl terörist rüşvet alandır, irtikap yapandır…"
Soru: Demirtaş?
Özdağ:
Siyaset kurumu elini yargıdan çeksin…
"Demirtaş'la ilgili AİHM bir karar vermiş. Sn. Bahçeli çıkıp 'Demirtaş çıkarılmamalıdır' diyor; bunu yanlış buluyorum…"